27 Nisan 2019


GÜNEY KORE'DE GIDA İSRAFINA KARŞI BÜYÜK BAŞARI SAĞLANDI...

Güney Kore hükümeti 2005’te çöp alanlarına yiyecek gönderilmesini yasakladı ve 2013’te çöp suyunun (yemek artıklarından sıkılan atık su) denize dökülmesini de yasakladı. Bugün, gıda atıklarının yüzde 95'i şaşırtıcı bir şekilde geri dönüştürülüyor - 1995'te yüzde 2'den az olan bir rakam göre dikkate değer bir sıçrama. Seul, günlük üretilen gıda atığı miktarını 400 metrik ton azaltmayı başardı.

Seul'deki herhangi bir konut caddesinde yürüyün ve bunun sebebini göreceksiniz. Chung caddesinde mahalle sakinleri, küçük sarı çantaları belirlenmiş atık toplama kovalarına koymak için gün batımında ortaya çıkarlar.

YÜZDE 60'INI HALK ÖDÜYOR

2013'ten bu yana Güney Korelilerin, yasalara göre, gıda atıklarını hacmine göre fiyatlandırılmış ve 4 kişilik bir aileye ortalama aylık 6 dolara mal olan, çözünür özellikli bu torbalara atmaları isteniyor. Bunları yerel marketten veya süpermarketten satın alan mahalle sakinleri, yiyecek atıkları için vergiyi önceden ödemiş oluyor. Seul’de, bu vergi, hükümet verilerine göre, kentin yiyecek atıklarını toplama ve işleme maliyetinin kabaca yüzde 60'ını karşılıyor.

Görüldüğü gibi basit ama mükemmel bir sistem... Sadece israfı azaltmanız için teşvikler sunmakla kalmıyor, bununla yüzleşmenizi de sağlıyor. Seul'de yaşayan insanlar, “Ne kadar çok israf yaptığımızı görünce gıda talebini de azaltıyoruz. Yani sadece ekonomik sebeplerden ötürü değil, aynı zamanda görsel olarak sizi ne kadar atık ürettiğinizi fark etmenizi sağlıyor” diyor.


AFRİKALI MUZ ÜRETİCİLERİNİN BREXIT KORKUSU!

Brexit, Afrika ve muz üreticileri...

Afrikalı muz yetiştiricileri, Brexit ve Brüksel çerçevesinde Latin Amerika ülkelerini de kapsayan ticaret görüşme ve anlaşmalarından kendileri için zararlı sonuçlar çıkacağı, kendi ticaretlerine bir darbe vurulabileceği kaygısını taşıyor. Çünkü gerçekten de kara kıtada önemli bir muz üretim ve ticaret hacmi bulunuyor. Bu yüzden Afrikalı tarım temsilcileri Brüksel'i muz ticaretinin tehlikeye düşmesiyle ortaya çıkabilecek ciddi isthdam kayıplarını görmezden gelerek bölgede mevcut olan ekonomik istikrarın bozulmasına sebep olabilecekleri için uyarılarını sürdürüyor.

Brexit yani İngiltere'nin Avrupa Birliği ile tarihi anlaşmadan kopması halinde Birleşik Krallığın eski müstemleke ülkelerini belirsizliğe doğru itebileceği de bugünlerde konuşulan konular arasında olduğu bildiriliyor...


MAKE YOUR CHOICE; FRESH OR DRY!

Press release...

Grape producers have been urged to make early choices in the evaluation of their crops as fresh or dry.
 Aegean Fresh Fruit and Vegetable Exporters Association and the Aegean Dried Fruits and Products Exporters Union made a call to producers to prefer early whether dry or fresh assessment of grapes during a meeting in Turkey's important center of table grape and raisin production Alaşehir.
.
Evaluation Meeting with Grape Producers and Exporters was held at Alaşehir Şehit Fethi Sekin Youth Center moderated by Hayrettin Uçak, President of Aegean Fresh Fruit and Vegetable Exporters' Association.

Ege Dry Fruit and Products Exporters' Association Board of Directors Member Şemsettin Özgür, Ege University Faculty of Agriculture, Department of Horticulture, Head of Department. Dr. Ahmet Altındişli, Bornova Plant Protection Research Institute, Agricultural Engineer Ferhunde Özlem Altındişli, Manisa Provincial Director of Agriculture and Forest Manager Mustafa Gündoğar and Agricultural Engineer Hüseyin Gültekin participated as a speaker.

Export target of 1 billion dollars in grapes

Aegean Fresh Fruits and Vegetables Exporters Union Chairman Hayrettin Uçak, during on his opening speech, said, "It requires different production methods of evaluation as dry or fresh seedless sultana grapes. Meanwhile our manufacturers prefer to do in early season and we expect them to make production accordingly." "I would like to thank our producers for the foreign exchange of our country with the export of 650-700 million dollars annually with the products of viticulture produced such as grapes, grape leaves, grape juice and grape juice. Our goal is to increase the currency figure from these products to $ 1 billion" he added.

Ege Dry Fruit and Products Exporters' Association Board of Directors Member Şemsettin Özgür explained that EU countries are the main export markets for raisin exports but they had to make more than 3 thousand pesticide analysis last year.


MORE CAPACITY BUILDING NEEDED TO IMPROVE AGRICULTURE REPORTING...

Journalists say More Capacity Building Needed to Improve Agriculture Reporting...

Agricultural journalists who were trained under The Network of Agricultural Communicators (NAC) The Gambia and Danish Food and Agricultural Journalists (DFAJ) in an 18 months agricultural training project, have said there is a need for more such capacity building for them to help improve agriculture reporting in the country.
From November 2015 to May 2017, the project trained 24 agricultural reporters from ten community and three commercial radio stations in the country, targeted to empower them and farmers by means of better agricultural journalism.
Bakary Manneh alias Big Sam, deputy manager of Brikama Community Radio said the eighteen months training have improved a lot in their radio station as it enables them to maintain consistency in their agricultural programs. “It has even encouraged our agriculture reporter to host the programme twice a week. It has also exposed him to agricultural reporting techniques, editing and news angling.”
He said their radio has not being able to maintain consistency in their agriculture program before the NAC training but now it is given constant programme that is well appreciated by farmers and the community.
Network of Agricultural Communicators (NAC), The Gambia, was established in 2009 under the name ‘The Agricultural Voice’. At the beginning of 2012, the name was changed to ‘Network of Agricultural Communicators’ (NAC), The Gambia. This is to allow non-practicing journalists such as communicators, to become members.
Agriculture is the most important sector in The Gambian economy and one of the priority areas of development, particularly in the new global climate of price escalation on staple food items and oil. All agricultural goods entering the national territory enter free of charge.
Generally, Gambian agriculture has been characterized by subsistence production of food crops, comprising cereals (early millet, late millet, maize, sorghum, rice), semi intensive cash crop production (groundnut, cotton, sesame and horticulture). Farmers generally practice mixed farming, although crops accounts for a greater portion of the production.
The agricultural sector is characterized by little diversification, mainly subsistence rain-fed agriculture with a food self-sufficiency ration of about 50%. The crops sub-sector generates approximately 40% of the foreign exchange earnings and provides about 75% of total household income. The crop-sub-sector employs 70 percent of the labour force, and accounts for 33% of GDP of the country.
Modou Touray, the agriculture anchor at Brikama Community Radio who was the best student of the 18-month project said the training has enabled him to produce his own magazine and documentaries. “It also enabled me to package research programs, introduction and also how to angle the production.”
He said it would have been good  if other necessary equipment for the training were provided, saying although computers and recorders were provided by NAC but it is also important to have other areas like digital cameras and video because there were other journalist who were trained in video production.
Mr. Touray appealed to NAC and partners to continue building their capacity in agricultural reporting which, he said will help improve farmers understanding of the modern trends and development in the agricultural sector and subsequently improve food production.
Author: Seedy Darboe, Agricultural Journalist, The Gambia

This article appeared in the March 2019 edition of the IFAJ Newsletter.

26 Nisan 2019


DÜNYADA EN ÇOK YEMEK YİYEN ÜLKELER HANGİLERİ?

Beslenme tarzları dünyanın birçok ülkesinde zaman içinde büyük değişiklikler göstermiştir. Bu değişikliklerin sayısız etkene bağlı olduğu hep bilinir. Bunlar insanların kültürel gelenekleri, gelir durumları, bireysel tercihleri ve inançları, fiyatlar, sosyal, ekonomik ve çevresel faktörler gibi unsurlardan oluşur. Doğal olarak söz konusu etkenler farklı insanların beslenme model ve alışkanlıklarını hem belirler hem de yönlendirir.

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) raporlarına göre, kişi başına düşen besin maddelerinden doğan protein, yağ ve enerji hemen bütün gıda maddelerinden elde edilebilir. Ancak bütün bu beslenme maddelerinin tüketimi doğrudan kişi başına düşen gerçek rakamları yansıtmayabilir. Bu süreçte söz gelimi gelir eşitsizliği önemli bir rol oynar.

Şimdi bu kısa açıklamadan sonra dünyada en çok tüketim yapan ya da yemek yiyen ülkelerin sıralamasını yaparsak, ortaya çıkan liste bir bakıma ülkelerin ekonomik durumunu da göstermektedir.

En çok yemek yiyen ülkeler;

Sıra   Ülke                  Kişi Başı Ortalama Günlük Kalori

1       Avusturya                               3800
2       ABD                                       3750
3       Yunanistan                              3710
4       Belçika                                   3690
5       Luxembourg                           3680
6       Italya                                      3650
7       Malta                                      3600
8       Irlanda                                    3590
9       Portekiz                                  3580
10     Almanya                                 3540
11     Kanada                                    3530
12     Fransa                                     3530
13     Israil                                        3530
14     Türkiye                                   3500
15      Romanya                                3490


YONCA, ABD TARIMINDA ÜÇÜNCÜ EN DEĞERLİ TARLA ÜRÜNÜ...

ABD Tarım Bakanlığı’nın Ulusal Tarım İstatistikleri Servisi’nin (NASS) yayınladığı rakamlara göre, yonca, ABD’de 9,9 milyar doların üzerinde değere sahip.

Bu ekonomik büyüklüğü ile yönca ABD tarımının üçüncü en değerli tarla ürünü olmaya devam ediyor. National Alfalfa & Forage Alliance (NAFA) Başkanı Beth Nelson, “Yonca, hem ticari değeri hem de birinci sınıf yem kaynağı olarak çiftçilere inanılmaz bir değer sunuyor. Dönüm başına yoncadan daha fazla protein üreten başka bir ürün yoktur” diyor.

42 eyalette faaliyet gösteren yonca çiftçileri, 2018'de 8,4 milyar dolar değerinde kuru ot üretti. Bu eyaletlerin 17'sinde, NASS'a göre, toplam ürün değeri 9,9 milyar dolara ulaşan çiftçiler ayrıca 1,5 milyar dolar değerinde yonca samanı ürettiler.


THE 3rd AFRICAN YOUTH AGRIPRENEUR FORUM TO TAKE PLACE IN CAPE TOWN...


The 3rd African Youth Agripreneur Forum (AYAF) Conference and AgriPitch Competition will be held in Cape town, South Africa from 24th – 28th June 2019 under the theme “Climate Smart Agriculture: Business and Employment Opportunities for Africa’s Youth”. This year the AYAF will be held in partnership with Western Cape Government.

As the annual event of the African Development Bank’s Enable Youth Program, AYAF is expected to attract over 200 participants from across the continent, including youth agripreneurs, agribusiness companies, investors, environmentalists, academia, development partners and government agencies.

This year, AYAF has three key events:
  • Three-day boot camp and AgriPitch Competition
  • AYAF Investor DealRoom
  • AYAF Conference
Objectives of the forum will also include:
  • To demonstrate and showcase the success and business potential of agribusiness across Africa for job and wealth creation, in particular for youth.
  • To connect agripreneurs to investors, mentors, business partners, development organizations and other agripreneurs in Africa.
  • To provide the youth agripreneurs with critical business skills and expose them to new and innovative ideas and technologies for business creation.


ABD TARIM BAKANLIĞI GIDA İSRAFINA KARŞI ÖĞRENCİ YARIŞMASI DÜZENLİYOR...

Basın bülteni...

25 Nisan 2019

Gıda israfı, gençler de dahil, herkesin çözmesi gereken bir sorundur.

ABD'de Gıda Atıklarını Azaltma Mücadelesinde bir çözüm ortağı olarak, ABD Tarım Bakanlığı (USDA) İsrafla Mücadele Kahramanı Kampanyası (Ace The Waste) başlatıyor!

Gıda atıklarını azaltma fikirleri için bir öğrenciler arası yarışma bu! Bu ilk yarışma, öğrencileri ABD'de yiyecek kaybını ve israfını azaltmak için yaratıcı çözümler bulmaya çağırıyor.

Gıda atıkları sorunu herkesi etkiliyor. ABD'deki gıdanın üçte birinden fazlası kayıp veya israf edilmekte. Bu da ne yazık ki her yıl 161 milyar dolarlık yiyecek anlamına geliyor. Gıda, çöp depolama alanlarındaki en büyük atık türüdür.

Bu çerçevede ABD Tarım Bakanlığı, yaşları 11 ile 18 arasındaki gençleri, tedarik zinciri içinde çiftlikten sofraya kadar her türlü gıda kayıp ve israfını azaltacak yeni fikirleri önermeye davet etmektedir...


RESEARCH AND DEVELOPMENT ENRICHES THE BRAND OF FİLİZ...

Press release...

Filiz, one of the indispensable tastes of Turkish cuisine, was completely renovated in its 45th year. The special blend of the finest wheats cultivated by farmers from all around Anatolia met in Filiz. In Turkey, as a result of consumer research and R&D activities, General Manager Piero Mirra stating that they produce a special blend, "We improve flavor quality of the pasta, we will satisfy both our consumers and farmers with this transformation. We will renovate an investment of 15 million dollars and texture of our pasta, while giving special blend name, cooking quality and consistency in the industry will once again reveal our difference, "he said.

Filiz, the loveable brand of Turkish cuisine for nearly half a century, has taken the quality and taste of pasta in its 45th year. 


"WE HAVE SWEETENED TABLES OF THE WORLD"

Press release...

We've sweetened tables of the world 37 percent more...

We make the world's halva...

Aegean Grain Pulses Oil Seeds and Products Exporters' Association, which exports a wide range of food products, mainly vegetable oil, oilseeds, flour and bakery products, sugar and sugar products, added 37 percent more flavor to the world table in 2018.

Aegean Grain Pulses Oil Seeds and Products Exporters' Association Chairman Mustafa Terci said: "We feel happiness becasue we brought exports of $ 292 million in 2017, with a 37 percent increase to 402 million dollars."

Speaking at the plenary session of Aegean Exporters' Association, "Exporters of Aegean Grain Legumes Oil Seeds and Products Exporters have been very productive in 2018, in terms of sub-sectors: cereals, pulses, oilseeds, spices, milling products, vegetable oils, confectionery products has contributed to our exports separately. In 2017/2018 January-December period, exports of our Union amounted to USD 402 million, an increase of 37 percent in 2018, compared to $ 292 million in 2017. Although this rate of increase of 7 percent compared Turkey experienced an increase in general have experienced quite high," Terci added.


AFRİKA'DA ET ÜRETİMİNDE BÜYÜK ARTIŞ BEKLENİYOR...

21. Yüzyılın ortalalarında Afrika'nın nüfusunun iki katına yani 2,5 milyara çıkması bekleniyor. Bu süreçte kişi başına düşen gelirin artmasıyla birlikte et tüketimi de milyonlarca Afrikalı için ilk defa mümkün hale gelebilecek.

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) tahminlerine göre, kara kıtada dana eti tüketimi 2015 ile 2050 arasında yüzde 200 artış gösterecek. Yine bu dönemde kanatlı tüketimi yüzde 211 ve domuz eti tüketimi de yüzde 200 oranında gelişecek.

FAO, bu tablonun yeni yatırımcılar için büyük ve yeni fırsatlar içerdiğini söylüyor. Yeni yatırımlarla birlikte kanatlı ve domuz eti tesisleri, mezbahalar, yem üretimi, nakliye ve techizat alanında değer zinciri büyüyecek.

Güney Afrika Cumhuriyeti Kırmızı Et Üreticileri Birliği Başkanı Gerhard Schutte, "Dana eti üretiminde her yönden rekabetçi durumdayız. Aşağı yukarı dana etimizin yüzde 80'i mera hayvancılığı ile üretilir. Genç ve güçlü bir sanayimiz var. Ayrıca bu alana geç girmemiz sayesinde uluslararası ölçekte yeni ve yüksek teknoloji kullanır haldeyiz" diyor.

Sonuç itibarıyla Afrika'da hızla yükselen yeni nüfus ve aynı hızda gelişme göstermese bile artış içinde olan kişi başına gelirin önümüzdeki yıllarda et tüketiminde beklenmeyen bir talep yaratmasına da sektör temsilcileri 'olabilir' gözüyle bakıyor...


İKLİM DEĞİŞİMİ KALİFORNİYA TARIMININ DENGESİNİ BOZACAK!

Hakemli, açık erişimli bir bilimsel dergi olan Agronomy, Kaliforniya tarımının geleceği açısından olumsuz bir tablo ortaya koydu ve yüzyılın sonuna kadar mevcut durumun çok farklı olacağını öngördü. Kaliforniya Üniversitesi'nden Tapan Pathak liderliğindeki Merced araştırma ekibi, yılda 50 milyar dolardan fazla bir değere sahip, Kaliforniya’nın neredeyse tüm ürünlerinin, artan sıcaklık ve iklim değişikliğinin getirdiği dengesiz hava değişiklikleri yüzünden tehlikeye gireceği sonucuna vardı.

Eyalet, çok sert dalgalanma eğilimi gösteren yağış düzeniyle karşı karşıya kalacak, şiddetli kuraklık ve sel, daha fazla sıcaklık dalgası ve daha kısa soğuk mevsimlere yol açacak.

Araştırmacılar, artan iklim değişikliği oranının ve ölçeğinin “tarım toplumu için katlanılabilir olmanın ötesinde” olduğunu ve eyaletin tarımsal hasılasındaki değişimlerin sadece ulusal gıda güvenliği sorunlarını değil, aynı zamanda eyalet ve ulusal emtia sistemlerini ciddi ölçüde etkileyeceğini ifade ediyor.

Agronomy sitesinde yayınlanan rapor, iklim değişikliğinden dolayı Kaliforniya tarımı ile ilgili tehditlerin en son kanıtı... Söz konusu tehditlerin ülke ve dünya genelinde önemli yankılar yapması bekleniyor. Çünkü Kalifornia, tek başına ABD tarımının yüzde 13’ünü üretebilen çok önemli bir tarımsal bölge. Öyle ki neredeyse ülkenin tamamının (yüzde 99’dan fazla) toplam ceviz, hurma, incir, enginar, nar, şeftali, üzüm ve kivi üreticisi konumundadır...


COCA COLA KAHVE SEKTÖRÜNE İDDİALI GİRİŞ YAPACAK!

Coca-Cola kahve sektöründe yeni değil, ancak küresel içecek devi bu yıl sektöre büyük bir adım atmayı planlıyor.

Şirket, 2019'un sonuna kadar dünya çapında 25'ten fazla pazarda Coca-Cola Coffee'yi piyasaya sürüyor.

CEO'su James Quincey Salı günü yaptığı açıklamada, "Kola Kahve, belirli günlerde tüketicilere ulaşmak ve işyerinde öğleden sonradaki enerji düşüşü gibi kanallar için tasarlandı" dedi.

Kola'yı kahve ile harmanlayan içecek, normal bir kahveden biraz daha az, ancak bir kutu gazozdan çok daha fazla kafein içeriyor.

Piyasa talebi, tüketicilerin soda içiminden şişelenmiş su ve Coca-Cola Zero Sugar gibi daha az şekerli seçenekleer doğru kaymasıyla ortaya çıkıyor. Coca-Cola Coffee, aynı büyüklükte bir koladan daha az şeker içermekte...

Coca-Cola, Coca-Cola Coffee'yi yıl sonuna kadar 25 pazarda piyasaya sürmeyi planlıyor.

İçecek, ürünlerinde daha az şeker ancak daha fazla kafein isteyen tüketicilere hitap etmek amacıyla Koka tozu ile kahveyi harmanlıyor.

Mintel'e göre hazır kahve, 2016 ve 2017 yıllarında yüzde 31 oranında büyüyen kahve kategorisinde en hızlı büyüyen segment konumunda.


TYSON FOODS'DAN BEKLENMEDİK HİSSE SATIŞI...

Ünlü gıda şirketi Tyson Foods, önümüzdeki hafta halka açık satışta beklenen 1 milyar dolar değerindeki bir değere sahip alternatif protein şirketi Beyond Meat'deki payını sessizce sattı.


25 Nisan 2019


BAZI SEKTÖRLERDE SERA GAZI EMİSYONU SIFIRLANABİLİR...

Basın bülteni...

European Climate Foundation desteği ile hazırlanan Sanayi Dönüşümü 2050 adlı rapor bugün Brüksel’de kamuoyuna tanıtıldı. Rapor, Avrupa Birliği’nde ağır sanayide (çelik, kimya ve çimento sektörleri) karbondan arınmanın mümkün olduğunu, bu sektörlerde sera gazı emisyonlarının 2050 yılına kadar sıfırlanabileceğini ortaya koyuyor. Avrupa Birliği, bu dönüşümü düşük maliyetle gerçekleştirebilir ve bu sayede sanayi sektörünün rekabet gücünü arttırabilir.

Rapor, Avrupa Birliği’nin yıllık emisyonlarının yüzde 14’ünden sorumlu olan ağır sanayideki dönüşümün AB’nin enerji ithalatını önemli derece azaltacağını da gözler önüne seriyor. Ağır sanayi bugüne kadar emisyon azaltımının en zor, hatta imkansız olduğu sektör olarak gösteriliyordu.  Bu analiz, AB için bu alanda birçok yol ve yöntemin mevcut olduğunu ortaya koyuyor. Avrupa Birliği;

  • Döngüsel ekonomi alanlarında yapacağı yatırımlar ve tedarik zincirinde verimliliğin arttırılması ile yılda 171 milyon ton CO2 azaltımı gerçekleştirebilir.
  • 2050 itibarıyla çelik ve plastik üretiminin yüzde 70’ini geri dönüştürülmüş hammaddeden elde edebilir.
  • Yeni ve temiz teknolojiler ile yılda 241 milyon ton CO2 azaltımı yapabilir.

Avrupa Birliği üyeleri arasında “2050 yılı net sıfır emisyon vizyonu” üzerine müzakereler devam ediyor. Rapor, ağır sanayinin bu vizyona önemli katkı sağlayabileceğini de ifade ediyor. Sıfır emisyon uygulamaları ile Avrupa Birliği bir yandan küresel rekabet gücünü arttırabilir, diğer yandan enerjide fosil yakıt ithalatı bağımlılığını önemli ölçüde azaltabilir.

Avrupa İklim Vakfı

HOW MANY FARMERS AFFECTED BY FLOODS IN USA?

The Midwest flooding crisis has already damaged grain and potentially many grain bin structures and is expected to present problems into July, impacting the current planting season.

A geospatial intersection of Farm Market iD’s land data with a flood map from March 16-24, 2019, showed that Iowa, Nebraska, Missouri and Kansas are experiencing significant impacts from the flooding.

• Nearly 150,000 growers in the 4-state region are affected by the flooding
• Nearly 90,000 grain bins are located in the flooded areas valued at $4 billion just for the structures alone
• 1.24 billion bushels of storage capacity in the affected area – equating to 31 percent of the on-farm grain storage valued at an estimated $7.5 billion
• More than 16 million corn, soybean or wheat acres are located in the affected region


HER YIL ON MİLYONDAN FAZLA ÖLÜMÜN SEBEBİ NEDİR?

Her yıl on milyondan fazla ölüm sadece üç ürünün tüketilmesiyle ilişkilidir: tütün, alkol ve şekerli içecekler.
Bu ölümlerin çoğu düşük ve orta gelirli ülkelerde görülüyor.
Vergilerin tüketimi azaltmak, hayat kurtarmak ve yurtiçi gelirleri artırmak için uygun maliyetli bir yol olduğunu biliyoruz.
Ancak bu zararlı ürünlere uygulanan vergiler çoğu ülkede hala düşük.
Bu ürünlerin fiyatlarını yüzde 50 artırmak, dünya çapında tahmini 50 milyon erken ölümü önleyebilir ve gelecek 50 yıl boyunca yeni gelirlerde 20 trilyon dolar artış sağlayabilir!

Centre for Global Development


PERU'DA AMAZONA YENİDEN BAKIŞ VE TARIM ORMANCILIĞI...

Biyoçeşitlilik için uluslararası kabul görmüş bir merkez olan Tambopata Ulusal rezervi, Peru'nun Madre de Dios bölgesinde Amazon yağmur ormanlarının saçakları ile Puerto Maldonado şehri arasında yer almaktadır. Burada, yemyeşil bir tropikal yağmur ormanı, jaguarlar ve dev su samuru gibi çok çeşitli nadir ve nesli tükenmekte olan yaban hayatı için yaşam alanı sağlar.

Rezervin kuzeyinde bir tampon bölgede, ancak, arazi bozulması ekosistem üzerinde bir otoyol alıyor. Bu arazi yasadışı madencilikten muzdarip. Tek mahsul olan Papaya'nın plantasyonları, topluluğa çok ihtiyaç duyulan gelir sağlar.

Bu senaryolar hızla Peru güneydoğu bölgesinde zaten dönüştürülmüş topraklarda tarımı dönüştürmek için çığır açan bir proje sayesinde değişiyor. Yerel sivil toplum örgütü AİDER arasında bir ortaklık var, doğal sermaye Fonu yöneticisi Althelia ve çiftçiler hep birlikte tarım ormancılığı üzerine çalışıyor.

Orman restorasyonu, küresel emisyonların azaltılmasında ve yoksullukla mücadelede büyük rol oynayabilir. Madre de Dios'un başarıları, restorasyon projelerinin küresel finansal mekanizmalara uyum sağlayacak şekilde nasıl tasarlanabileceğini ve önce yerel bir topluluğun ihtiyaçlarını ortaya koyduğunu göstermektedir.

Neden Agroforestry? (Tarım ormancılığı)

AİDER ve Althelia, Girişim 20x20'nin çözüm ortaklarıdır. Latin Amerika ve Karayipler'de arazi 20 milyon hektar arazide restorasyon çabası içindedirler. Ağaç dikerek ve tarım uygulamaları geliştirerek bu topraklarda 50 yıl içinde 23 milyar dolarlık bir katma değer yaratmak istiyorlar.

Bu çabanın iklim değişikliği için önemli etkileri vardır. Bozulmamış yağmur ormanlarının atmosferden diğer ormanlara göre daha fazla karbon emdiği düşünülmektedir ve AİDER'IN özel uzmanları en çok karbonu emen ağaçları korumaya odaklanmaktadır. Bugüne kadar AİDER, 1.1 milyon hektardan ormanın restorasyonunu, korunmasını ve korunmasını kolaylaştırdı ve 2009'ten bu yana Birleşmiş Milletler REDD+ Çerçevesi aracılığıyla elde edilen Karbon kredilerini satarak koruma çabalarını finanse etmiş durumda...

Ormansızlaşma ve orman bozulmasından kaynaklanan emisyonların azaltılması (REDD+), UNFCCC tarafından müzakere edilen bir mekanizmadır. 2015'te sonuçlandırılan orman yönetimi, gelişmekte olan ülkelerdeki emisyonları azaltan, kirletici ülkelerin ormansızlaşmadan kaynaklanan emisyonları azaltan projelerden Karbon Kredisi satın alabilecekleri bir yol sağlar.


25 LEADERS IN FOOD AND AGRICULTURE IN 2019...


Letter from Daniell Nierenberg...

Dear İsmail,

Greetings from Washington D.C.!

Today I am attending the Global Food Security Symposium in Washington D.C. to learn about how to better manage our water supplies so it can last long into the future. Food Tank is also working hard on programming and events that will take place around the United States to continue the conversation about our food system.

We’re excited to announce a special Food Tank event in San Francisco that will be taking place on May 29th. We are partnering with Mother Jones to bring together expert speakers including Leigh Gaymon-Jones from the Castanea FellowshipJustin Phillips from the San Francisco ChronicleTom Philpott from Mother Jones, chef Alice Waters, and other exciting surprise guests to be announced! We’ll be discussing access, affordability, and equity in the food system. Early bird tickets are on sale now for only $25.00 through our Eventbrite page.

Not on the West Coast? Join us in New York for our Food Talk Live series, starting on May 14th. With the collaboration of NYU Steinhardt, the Hunter College NYC Food Policy Center, and Salon.com, we will be hosting fireside chats with some of the biggest and most impactful names in food. These talks are free for Food Tank members. Join Food Tank now to get access to this new live series!

In line with the exciting happenings with our Food Tank programming, we want to highlight 25 food and ag leaders also making waves. Features include Komal Ahmad; Regina Anderson; Marta Antonelli; Daniel Beckmann; FarmDrive co-founders Peris Bosire and Rita Kimani;Chiara Cecchini; Isha Datar; Professor Domenico Dentoni; Jennifer Broutin Farah; Douglas Gayeton and Laura Howard-Gayeton; Danielle Gould; Nick Green; Marie Haga; Sweetgreenco-founders Nicolas Jammet, Jonathan Neman, and Nathaniel Ru; Teun van de Keuken;Allison Kopf; Renske Lynde; Edie Mukiibi; Mai Nguyen; Jose Oliva; Leah Penniman; Sam Polk; Haile Thomas; Pasi Vainikka; and Ido Verhagen.

Who are your favorite leaders in the food and agriculture space today? Please email me atdanielle@foodtank.com to share with us!

Sincerely,

Danielle Nierenberg

24 Nisan 2019


HOW TO TACKLE PLASTIC WASTE AND POLLUTION...

First Global Commitment report reveals details of industry and government efforts to tackle plastic waste and pollution...

Details of how brands, governments, and other organisations are tackling plastic pollution have been set out side-by-side for the first time, thanks to a new report published by the Ellen MacArthur Foundation’s New Plastics Economy initiative, in collaboration with UN Environment. 

Major companies including Carrefour, Colgate Palmolive, MARS, Incorporated, Nestlé, SC Johnson, The Coca-Cola Company, and Unilever are publicly disclosing their annual plastic packaging volumes, marking an important step towards greater transparency in today’s plastic system.

Highlights of the report include:

Consumer goods companies and retailers commit to increase recycled content in their packaging to an average of 25% by 2025, compared with the current global average of just 2%.
Leading businesses and governments will end the use of problematic and unnecessary plastic - including PVC and single-use plastic straws and carrier bags - many of them by the end of this year
40 brands and retailers are piloting or expanding reuse and refill schemes
The Ellen MacArthur Foundation welcomes these initial efforts but calls for more action to eliminate problematic and unnecessary plastic packaging, and a greater shift to reuse delivery models that reduce the need for single-use packaging.

The report follows the launch of the New Plastics Economy Global Commitment in October 2018, which established a vision to stop plastic waste and pollution at source by applying circular economy principles. Since then the number of signatories has risen to more than 350 and now includes Apple, Barilla, Tetra Pak, and L’OCCITANE en provence, as well as the government of Rwanda and the cities of Sáo Paulo (Brazil) and Ljubijana (Slovenia). Financial institutions with over USD 4 trillion in assets under management have endorsed the commitment.

New Plastics Economy lead Sander Defruyt said: “The targets and action plans set out in this report are a significant step forward compared with the pace of change of past decades. However, they are still far from truly matching the scale of the problem, particularly when it comes to the elimination of unnecessary items and innovation towards reuse models. Ambition levels must continue to rise to make real strides in addressing global plastic pollution by 2025, and moving from commitment to action is crucial. Major investments, innovations, and transformation programmes need to start now.”

Lisa Svensson, UN Environment, Coordinator of the Marine and Coastal Ecosystems Branch, said: “UN Environment is delighted to be working with the Ellen MacArthur Foundation to help turn the tide on plastic pollution. Within just a few months of the launch of the New Plastics Economy Global Commitment, we have seen important progress. The Foundation's work to create a circular economy for plastic aligns very well with our Clean Seas campaign, which has become the biggest global compact addressing marine plastic.”


RECOMMENDED BOOKS ON INDIGENOUS PEOPLE...


17 April 2019

The United Nations Permanent Forum on Indigenous Issues (UNPFII) will be held on 22 April to 3 May in New York. Here is our shortlist of books on the diverse issues affecting Indigenous Peoples around the world that will be discussed at the Forum.

The Indigenous World 2018
This compilation by IWGIA is the result of a collaborative effort between indigenous and non-indigenous activists and scholars who voluntarily share their valuable insights and analysis. For 32 years the purpose of The Indigenous World has been to give a comprehensive yearly overview of the developments indigenous peoples have experienced. Rising tensions between States and indigenous peoples are reaching a tipping point and The Indigenous World 2018 adds to the documented records, highlighting the increase in attacks and killings of indigenous peoples while defending their lands.

Indigenous Youth in the Brazilian Amazonia - Changing Lived Worlds by Pirjo Virtanen
How do Amazonian native young people perceive, question, and negotiate the new kinds of social and cultural situations in which they find themselves? Virtanen looks at how current power relations constituted by ethnic recognition, new social contacts, and cooperation with different institutions have shaped the current native youth in Amazonia.

Indigenous Peoples' food systems: the many dimensions of culture, diversity and environment for nutrition and health by Harriet Kuhnlein, Bill Erasmus and Dina Spigelski
Food systems of Indigenous Peoples who retain connection to long-evolved cultures and patterns of living in local ecosystems present a treasure of knowledge that contributes to well-being and health, and can benefit all humankind. This book seeks to define and describe the diversity in food system use, nutrition and health in 12 rural case studies of Indigenous Peoples in different parts of the world as a window to global Indigenous Peoples’ circumstances.

International handbook of research on indigenous entrepreneurship by Léo-Paul Dana and Robert B. Anderson
The comprehensive and thoroughly accessible International Handbook of Research on Indigenous Entrepreneurship aims to develop a multidisciplinary theory explaining entrepreneurship as a function of cultural perceptions of opportunity. The Handbook presents a multitude of fascinating, superbly illustrated studies on the facets of entrepreneurship amongst indigenous peoples.

Indigenous cultures in an interconnected world by Clair Smith and Graeme K. Ward
Indigenous Cultures in an Interconnected World is a comprehensive, thought-provoking discussion of the challenges that globalization presents for Indigenous peoples everywhere. It outlines successful strategies that have been used by Indigenous peoples to promote their identities and cultural values. It looks at their role as equal and active participants and, indeed, as innovators and leaders in an interconnected world. The authors present a truly global perspective on Indigenous issues. They feature a cross-disciplinary integration that takes a holistic approach and includes vignettes of Indigenous cultural practices.

Indigenous Peoples and the extractive sector - towards a rights respecting engagement - Tebtebba Foundation
This report provides an overview of the present state of play of the extractive industries in relation to indigenous peoples, taking as its point of departure the adoption of the UN Declaration on the Rights of Indigenous Peoples(UNDRIP) in 2007, together with the 2009 UN Permanent Forum on Indigenous Issues International (UNPFII) Expert Group Meeting on Extractive Industries, Indigenous Peoples’ Rights and Corporate Social Responsibility, and the 2009 International Conference on Indigenous Peoples and the Extractive Industries. The report is divided into four chapters and concludes with a set of recommendations.

Land rights of Indigenous Peoples in Africa by Albert Kwokwo Barume
This book looks at the issue of land and land rights in the context of Central, Eastern and Southern Africa. A special focus of the book is to analyse some of the land cases filed by indigenous peoples in order to draw some lessons learned and recommendations that may benefit indigenous peoples and their organizations in the future, but also help those who want to support their cause. In this regard, the book also intends to consider existing international legal frameworks relevant to the rights of indigenous peoples over their lands in order to see how African indigenous peoples can make better use of international law and existing jurisprudence to defend or protect their rights in courts.

The traditional knowledge advantage: Indigenous Peoples’ knowledge in climate change adaptation and mitigation strategies - IFAD
Higher temperatures, wildlife extinction, rising sea levels, droughts, floods, heat-related diseases and economic losses are among the consequences of climate change. Climate change disproportionally affects the poorest and most marginalized communities living in vulnerable regions, among them indigenous peoples, whose livelihoods depend on natural resources.

Indigenous Peoples’ knowledge can provide important insights into the processes of observation, adaptation and mitigation of climate change consequences.


USDA OPENS APPLICATION PORTAL...


Press Release

USDA Opens Application Portal for New ReConnect Rural Broadband Infrastructure Program


WASHINGTON, April 23, 2019 – Agriculture Secretary Sonny Perdue today announced that the U.S. Department of Agriculture (USDA) is now accepting online applications for funding through the new ReConnect Rural Broadband Pilot Program. These funds will enable the federal government to partner with the private sector and rural communities to build modern broadband infrastructure in areas with insufficient internet service. Insufficient service is defined as connection speeds of less than 10 megabits per second download and 1 megabit per second upload. Beginning today, ReConnect funding applications can be submitted at reconnect.usda.gov.

“Reliable, high-speed broadband internet e-Connectivity is critical for economic prosperity and quality of life in the 21st century, from education to health care to agriculture to manufacturing and beyond,” Secretary Perdue said. “We at USDA are very excited to begin accepting applications for funds from this new and innovative program, which will bring critical infrastructure investments to homes, farms, ranches, schools and health care sites in rural America.”


PUBLIC AND PRIVATE SEED SYSTEM IN TURKEY...

The Ministry of Agriculture and Forestry is the political authority for the seed sector. Two General Directorates of the Ministry are implementing bodies; General Directorate of Plant Production (BÜGEM) and General Directorate of Agricultural Research and Policies (TAGEM)

TAGEM aims to provide economic, social and environmental benefits to Turkey through carrying out high quality agricultural research projects that meet the country’s needs. It is the largest R&D Organisation in TURKEY with 50 Research Institutes and 3000 Fulltime researchers

BÜGEM is responsible for implementation of seed policies (especially on seed production and support) through provincial and district directorates. Total certified seed production has risen to 1,060,000 tonnes in 2018. It was 145,000 tonnes in 2002. The production of certified wheat seeds is 426,678 tonnes, potato seeds is 276,390 tonnes, barley seeds is 151,365 tonnes, maize seeds is 62,290 tonnes, chickpea seeds is 31,000 tonnes, cotton seeds is 25,141 tonnes, sunflower seeds is 25,025 tonnes and lentil seeds is 22,000 tonnes in 2018. It is obvious that the production of certified seeds has increased substentially in Turkey during last decade.

This is as a result of implementation of relevant seed policies by the Ministry of Agriculture. Use of certified seeds by the farmers of certain species has been supported by the Ministry since 2005. Production of certified seeds by the seed companies of certain species has been supported by the Ministry since 2008. These efforts in turn, have increased total certified seed production in Turkey and the share of the certified seeds produced by the private sector has increased considerably.


TÜRKTED AT A GLANCE...

TÜRKTED is a non governmental and a non profit organisation with an aim of improving and strenghtening Turkish Seed Industry. The membership is voluntary and 44 seed companies that are active in various stages of variety registration, seed certification, processing, trading etc are the members of TÜRKTED.

The members are specialised in different product groups such as field crops, indsutrial crops, forage crops, vegetables, grasses and ornamentals etc. TÜRKTED has its own ethical rules that the members must obey.

TÜRKTED was establisted in 1985 and has been active for 34 years in the seed sector. Our members produce approximately 75% of the total certified seed produced in Turkey and appoximately 80% of the total certified seeds exported from Turkey.

TÜRKTED is a member of International Seed Federation, ISF, European Seed Association, ESA and Economic Cooperation Organisation Seed Association, ECOSA.

1- Organisation ı – General Assembly ıı – Management Board ııı – Inspection Board

2- Administration ı – Management Board ıı - Secretariat

3 – Technical Organisation Working Groups - Cereals and Legumes Working Group - Forages and Grasses Working Group - Vegetables Working Group - Industrial Crops Working Group - Biotechnology Working Group


"TÜRKTED SEED NEWS" TO BE PUBLISHED BIMONTHLY...

 Issue Number 1 May - June 2019

Turkish Seed Industries Association TÜRKTED

Güvenlik Cad. Güvenlik Apt No 7/1AĢagıayrancı Ankara TURKEY
www.turkted.org.tr Phone/Fax 0090 3124190032

Dear Readers, It is my pleasure to announce that Turkish Seed Industries Association, TÜRKTED, has published the first issue of “TÜRKTED SEED NEWS”, a publication of an electronic seed news bulletin. The aim of the TÜRKTED SEED NEWS is to inform readers of the developments in the seed sectors of both Turkey and the World.

It will be published in every two months (bimonthly). It will be distributed to the members of TÜRKTED, National and International Seed Organisations and the stakeholders in the seed sector via e mails. The Governing Body of TÜRKTED beleives that with your valuable contributions TÜRKTED SEED NEWS will get better in every issue.

Please inform us if you have any news or developments in your seed sector or in your organisation that you would like us to publish in TÜRKTED SEED NEWS.

With best regards,
Dr. Mete KÖMEAĞAÇ,
Chairman


KÜRESEL GIDA BANKACILIĞI GIDA İSRAFINA KARŞI MÜCADELESİNİ SÜRDÜRÜYOR...

Küresel Gıda Bankacılığı Ağı (GFN), Avrupa Gıda Bankaları Federasyonu (FEBA) ile birlikte 25-27 Mart 2019 tarihlerinde 13'üncü Yıllık Gıda Bankası Liderlik Enstitüsüne (FBLI) ev sahipliği yaptı. FBLI tarihinin en büyüğü olan bu yılki etkinlik gıda bankacılığı alanında ve gıda endüstrisinde en parlak ve en etkili isimlerin yanı sıra politika ve uluslararası yardım yardım kuruluşları temsilcilerini de bir araya getirdi.

Tarafların gerek güvensiz gıdaya maruz kalmış insanların sorunlarını çözme konusunda ortak hareket etme gerekse ve özellikle gıda israfını azaltma projelerine ortak destek verme hususunda görüş birliği içinde olmaları bu yılki etkinliğin en önemli sonuçlarından biri oldu.




SYNGENTA: ZAMBİYALI ÇİFTÇİLERE DESTEK TAAHHÜDÜMÜZ VAR

Zirai ilaç ve tohum üreticisi Syngenta, Zambiya'daki değişen iklim koşullarında çiftçilerin verimi artırmalarına ve verimliliği artırmalarına destek olma taahhüdünü sürdürüyor. Paydaşlarla birlikte çalışan Syngenta, gıda güvensizliğine yardımcı olmak için teknoloji ve bilgi aktarımı yoluyla sürdürülebilir tarım mekanizmaları kuracak.


Chongwe'deki şirketin yıllık Syngenta Ulusal Tarla Günü'nde konuşan ülke başkanı Tibor Czigany, “Zambiya'yı toprak ve çevre ile ilgilenirken güvenli bir şekilde beslemek için modern tarım teknolojilerini kullanarak uygulanabilir, üretken ve esnek çiftlikler kurmak için çözüm ortaklarımızla  birlikte çalışıyoruz" diyor.


Syngenta'nın yıllık tarla günü, çiftçilere ve şirketin Zambiya'da çiftçilerin ürettiği en iyi sonucu elde etmek için tarımda teknoloji ve bilginin gücünden en iyi şekilde nasıl yararlanılacağı konusunda bilgi paylaşmaları için çok yönlü bir platform sağlıyor.



Şirketin bölge Afrika ve Orta Doğu (AME) başkanı Jerome Barbaron, şirketin çiftçilik ve tarımsal inovasyon sektörlerinde paydaş güveni oluşturmaya devam ettiğini söylüyor. Bu en iyi uygulamalar (best practises) Syngenta'nın faaliyet gösterdiği farklı bölgelerde de uygulanmaya devam ediliyor.



23 Nisan 2019


BAŞKAN ADAYI WARREN'IN ABD TARIMI İÇİN RADİKAL HEDEFLERİ VAR...

ABD'de Massachusetts Senatörü ve yeni başkan adaylarından Elizabeth Warren, Amerikan tarımına yönelik planlarını açıkladı.

Des Moines Register'ın raporuna göre, Warren “Big Chicken” (Tyson foods) ile ilgili önemli tasarruflarda bulunacak. Tyson ve dikey olarak bütünleşmiş kanatlı sektörü şirketleri, üretimi büyük ölçüde yönlendiriyorlar. bu durum ise çiftçileri esnek olmayan ve yüksek maliyetli uzun vadeli sözleşmelere doğru itiyor.

Ayrıca geçen yılki Bayer-Monsanto birleşmesini tersine çevirmeyi planlıyor. Yani bu durumdan hoşnut değil.

Ve çok önemli bir kararı daha var. Tarım arazilerinde yabancı mülkiyeti sınırlamak istiyor.

Diğer bir konu ise; bugüne kadar tarımsal sorunlar ve çiftçiler ile ilgili hususlarda New Jersey Eyalet Senatörü Cory Booker adeta tek tabanca idi. Ama bundan sonra işler değişebilir.

Ve tarım arazisinin yabancı mülkiyetini kısıtlamak ve et etiketi paradigmasını yeniden düzenlemek istiyor. Bir süredir New Jersey Senatörü (ve başkan yardımcısı adayı) Cory Booker, Big Ag’ya güvenmeyi vaat eden çiftçilerin arkadaşı olmak için yalnız başını sallıyor gibiydi. Artık. Warren onun dışında olabilir. Warren bu alanda Booker'a üstünlük sağlayabilir!




ABD'NİN GÜNEY KORE'YE ET İHRACATINDA BÜYÜK ARTIŞ!

ABD Kırmızı Et İhracat Federasyonu (USMEF), Güney Kore'nin 2018 yılında Amerikan dana eti ihracatına büyük ivme kazandırdığını açıkladı.

ABD'nin Güney Kore'ye et ihracatı her geçen yıl artmaya devam ederek, miktar itibarıyla yaklaşık 240 bin tona, değer olarak da büyük bir sıçrama ile 1,7 milyar dolara yükseldi.

Donmuş et ihracatı ise yüzde 19 artarak 54 bin tona, değer olarak yüzde 29 artış göstererek 525 milyon dolara ulaştı.

USMEF, bu ihracat başarısını Güney Kore'nin perakende ve gıda servis sektörlerinin tetiklediğini açıklıyor.

USMEF CEO'su Dan Halstrom, "2018 yılında Güney Kore'ye yaptığımız dana eti ihracatı başarısı
herhalde bu alanda en büyük başarı olmuştur diye düşünüyorum" diyor. Halstrom, şöyle devam ediyor: "Koreliler kişi başı Amerikan dana eti tüketiminde diğer ülkelerin önüne geçmiş durumda. Bu Kore halkına karşı ABD sığırcılık endüstrisinin güçlü taahhütlerini ve icraatını açıkça gösteren bir olgudur."

ABD'nin toplam kırmızı et ihracatının da bu arada 8,33 milyar dolara yükselmesi USMEF tarafından memnuniyetle değerlendiriliyor. 


ABD'NİN 2018 YILINDA ÖNDE GELEN GIDA START-UP'LARI...

Yenilikçi Gıda, yeni gıda ürünleri ve alternatif et - hem bitki bazlı hem de hücre kültürü bazlı - böcek proteini, alternatif şekerler ve lezzet artırıcı maddeler gibi bileşenleri içeren bir tarımsal teknoloji girişimleri kategorisidir.

2018 yılında, bu kategoride yapılan 70 anlaşmada 516 milyon dolar fon sağlandı. Yanı sıra anlaşma sayısı bir önceki yıla göre yüzde 140 artış gösterdi.

Ayrıca, bu kategori, bazı biyoteknolojik işlemlerin gelişiminde kullanılan sermaye yoğunluğunu belirleyen erken aşamalarda girişimcilere ciddi katkılarda bulunmaya devam ediyor.

İşte ABD'de 2018’in önde gelen 10 yenilikçi gıda start-up'ları:

. Impossible Foods, California, 
. Ripple Foods, California, 
. Beyond Meat, California, 
. Kite Hill, California, 
. Huel, California, 
. Dixie Elirix, Colorado
. Puris Proteins, Minneapolis
. Myco Technology, Colorado
. Next Foods, Colorado
. Good Catch, New York






ZAMBİYALI GENÇLER TARIMA UZAK DEĞİL ANCAK!

Zambiya, Afrika kıtanın en genç nüfusuna sahip. Çünkü 17 milyonun biraz üstünde olan nüfusun yüzde 60'ı 25 yaşın altında. Bu durum bir yandan umut diğer yandan da kaygı uyandırıyor doğal olarak. Her yıl işgücüne giren yeni milyonlarca genç insan için iş ihtiyacını karşılamak çok büyük sorun.

Tarım, işgücünü fazlasıyla massetme özelliği olduğu için iş sağlamak için en uygun olan sektör. Öyle ki tarımsal faaliyetler geliştikçe, çiftlikler istihdam imkanlarını tetiklemektedir. Fakat dünyanın hemen her yerinde olduğu gibi bu ülkede de tarım gençlik için genellikle çekici gözükmüyor.

Gençleri tarıma teşvik etmek için politika yapıcılar ve kalkınma aktörleri, tarımsal mekanizasyon da dahil olmak üzere modern teknolojiye olan ihtiyacı sürekli vurguluyor. Ancak şaşırtıcı bir şekilde, kırsal kesimdeki gençlerin görüşleri hakkında çok az şey biliniyor. Çok az kişi onlara tarım ve kırsal faaliyetlerin daha çekici olabilmesi için neye ihtiyacı olduğunu soruyor.

GENÇLERE ÇİFTÇİLİK NASIL CAZİP GELEBİLİR?

Zambiya'da yürütülen bir çalışmada 12 ila 20 yaş arasındaki kırsal bölgelerdeki gençlere çiftçiliği neyin cazip hale getireceğini soruldu.

Sonuçlar, gençlerin tarımda sanılandan daha olumlu yönler bulduğunu ve çiftçiliğin çekiciliğinin yalnızca modern teknolojilere bağlı olmadığını gösteriyor. Bazı teknolojilere ihtiyaç duyulurken, çeşitli ve sürdürülebilir çiftlikler, sağlıklı bir çevre ve çekici bir kırsal yaşam olmasıyla aynı derecede önem taşıyor.

En önemli faktörleri özetlersek,

• Traktörler ve dijital araçlar gibi modern teknolojiler hayli etkili. Ancak bunlar fazlaca abartılmamalı. Düşük teknolojili çözümler de ihmal edilmemeli.

• Maddi olmayan faktörler. Tarımı cazip hale getirmek, tarımsal risklerin kaldırılmasını ve sürdürülebilir ve çeşitli çiftliklerin teşvik edilmesini gerektiriyor.

• Sağlıklı hayat ortamı sağlanıyor. Sürdürülebilir, kirlilik içermeyen bir ortama sahip olmak, genellikle kırsal yaşamın kentsel yaşam üzerindeki en önemli avantajlarından biri.

• Kırsal alanlar altyapının yatırımlarının da ötesine geçecek şekilde geliştirilmeli. Kentlerde yaşayan köylerde hala var olan sosyal yaşam ve ağlar da önemli. Buna komşular, akrabalar ve arkadaş ağları ve geleneklerin ortak kutlaması gözüyle de bakılabilir. Kırsal hayat bu yönden yani sosyal ağ ve ilişkilerin varlığı ve sürdürülebilir olması açısından büyük önem taşıyor.








GÜNEY AFRİKA'DA GENÇLER TARIMA YÖNLENDİRİLECEK...

Güney Afrika İstatistik Bürosu'na (StatsSA) göre bir milyonun altında çalışanı olan tarım sektörü, gençlerin bu sektörde istihdam edilebilirliği sorununa çözüm arıyor. Port Elizabeth'te düzenlenen Narenciye Yetiştiricileri Zirvesine katılan Gençlik İstihdam Servisi (YES) tarımda gençlerin istihdamı sorununu tartışmaya açtı.

YES İş Geliştirme Müdürü Lara Grieve, “Uygulanabilir ve sürdürülebilir gençlik istihdamı sorununun çözümü herkes için önemli tartışma konusu oldu.” dedi.

Grieve, “Açık olan şey, tarım sektörünün, hükümeti ve ticari oyuncuları bir araya getiren işsizlik mücadelesine daha işbirlikçi bir yaklaşım aramasıydı” diye konuştu.

YES, ilk beş ayda, haftada ortalama 700 iş fırsatı yaratan Güney Afrika'nın (SA) en etkili programlarından biri haline geldi.

Bu fırsatlar, 18 ila 35 yaş arasındaki işsiz genç siyah insanlara işgücüne katılma, değerli beceriler kazanma ve temel bir ücret alma şansı sunuyor. YES gençleri, YES uygulaması aracılığıyla iş hazırlığı, sağlık ve güvenlik, maddi sağlık ve daha fazlasını içeren becerileri öğrenmek için akıllı telefonlarla donatıyor.

YES Genel Müdürü Tashmia Ismail-Saville ise, "Tarım, Güney Afrika ekonomisinde önemli bir sektör. Tarım sektöründe istihdam yaratarak, bu bölgelerde gelir artışı ve beceriler desteklenmekte, ekonomik kalkınmaya katkıda bulunmaktadır. Ancak gençler için tarımsal faaliyet mutlaka cazip hale getirilmeli" açıklamasını yaptı.





NİJERYALI TOHUMCULAR KAMU HAKİMİYETİNDEN ŞİKAYETÇİ...

Nijerya Tohum Girişimcileri Derneği (SEEDAN), tohumculuk sektörünün bir kalkınma sektörü değil bir ticari faaliyet olduğunu vurgulayarak, hükümetin üyelerine borçluluğunun artmasından duyduğu endişeyi dile getirdi.

Geçtiğimiz hafta  Abuja'daki Seed Connect Afrika 2019 konferansında bu açıklamayı yapan dernek başkanı Philip Olafare, tohum endüstrisinde hükümetin hakimiyetini kınadığını söyledi.

Olafare “Hükümet tohumlarınızı satın alır ve depoya atmanızı ister ama parayı geri almak çok zor ve gerçek bir iş adamı olarak ifade ediyorum. Bu o kadar kolay değil ayrıca sürdürülebilir de değil. Önemli olan, tohumculuğu bir işletme olarak görmek ve iş dünyası etiği çerçevesinde çalışmaktır.”

Finansmana erişim eksikliği konusundaki kaygılarını da dile getiren Olafare, başlangıçta Nijerya'daki bankaların Büyüme ve Geliştirme Destek Programı sırasında sektöre borç para verdiklerini, ancak yeni finansman konusunda istekli olmadıklarını belirtti.

"Dünyadaki hiçbir sistem mükemmel değil" diyen Olafera ve Nijeryalı tohum endüstrisinin hâlâ başlangıç ​​aşamasında olduğuna dikkat çekti.




22 Nisan 2019


WHY RURAL PEOPLE?

The starting point for a world without poverty and hunger, is the rural world. An estimated 3 billion people – around 40 per cent of the global population – live in the rural areas of developing countries.

Most depend on small, family farms for their income and sustenance. Rural people grow the food that feeds their nations, but they are also disproportionately poor: 80 per cent of the women, children and men living in extreme poverty live in rural areas, not cities.

Investing in rural people is a long-term solution to so many of the problems we face today. Hunger, poverty, youth unemployment and forced migration – all have deep roots in rural areas; and all can be vastly improved through investing in small-scale agriculture and inclusive rural development.
Why agriculture?

In sub-Saharan Africa, investment in agriculture is up to 11 times more effective in reducing extreme poverty than investment in any other sector.

Why? Because successful small farms provide jobs for unskilled labourers. Small family farms generate income that is spent in rural communities and stimulates rural economies, which in turn contribute to peace and security.

And farms grow the food that feeds us all.

The youth connection

In a remote area of Jordan, young men carry and stack the day's tomato pickings. Hunger, poverty, youth unemployment, and forced migration — all have deep roots in rural areas.

Today’s generation of young people, at 1.8 billion, is the largest ever. Most live in the rural areas of low and middle-income countries. They are two to three times more likely to be unemployed than adults. And they are also more likely to be poor. As a result, they are more likely to leave their homes to search for work.

Unless we invest in rural areas, and develop strong rural economies with attractive prospects for young people, they will be forced to migrate – first to the city – and then, if they cannot find decent employment – across borders to neighbouring countries and beyond.
Charting a new path forward

Rural development is central to ending hunger and poverty, and crucial to meeting the new SDGs. IFAD-supported projects connect poor rural people to markets and services so they can grow more and earn more.

More than that, our projects also transform rural communities economically and socially, and promote gender equality and inclusiveness.

Investing in rural people is investing in a brighter future for everyone.


JAPONYA'DA AİLE ÇİFTÇİLİĞİNE DESTEK TOPLANTISI YAPILDI...

Japonya'da Birleşmiş Milletler Köylülerin Hakları Deklarasyonu ve Aile Tarımının On Yılı 2019 - 2028 Komitesi, 18 Şubat'ta Japonya'nın Nagata-cho kentindeki meclis binasında bir toplantı yaptı. 
Aile Çiftçiliği On Yılı'nın başladığı yıl olarak, 2019'da akademik liderler ağı ve sivil gruplar, küçük aile çiftçiliğinin karşı karşı kaldığı sorunların çözüm arayışlarının gelecekte ne ölçüde Hükümet politikalarına yansıması gerektiğini tartıştılar. Toplantıya, Hükümet yetkilileriyle sorunları tartışmak için daha önce Tokyo'da bir araya gelen yaklaşık 100 çiftçi ve araştırmacı katıldı.
Shushi Okazaki, Japon Aile Çiftçi Hareketi “Nouminren” i temsil eden konuşmasında “Çiftçilerin ve çiftçi gruplarının önerilerini ve eylemlerini” ele aldı ve Köylü Hakları Bildirgesi'nin arka planı ile birlikte amaçlarını açıkladı. 
Masaharu Manda, Kagoşima Üniversitesi emekli profesörü ve Küçük Çiftçiler Enstitüsü'nün eş başkanı, “Bu ülkenin tarım politikasında Deklarasyon başlığı altında değişiklik yapmak istiyoruz. Tarımda iki temel bakış var. 'Bir sanayi olarak tarım” ve 'Hayat için tarım'... Bizim  sadece endüstriyel bakış açısını değil aynı zamanda sürdürülebilir çiftçiliği de aynı düzeyde desteklememiz gerekiyor" şeklinde bir değerlendirmede bulundu.
Görüşmeler sırasında söz alan Japonya Tarım Bakanlığı temsilcileri de, “Ülkemizde tarım çoğunlukla küçük çiftçi aileler tarafından yönetiliyor. Bu insanların haklarını korumak zorundayız” açıklamasını yaptılar.


TARGET OF CHERRY EXPORTS 200 MILLION DOLLARS...

Turkey ranked first in the world production, while the export is experiencing the excitement of the new season cherries received third place. Cherry producers and exporters will join forces and in 2019, the EU aims to enter new markets while increasing our share in our current markets such as the Middle East.

Aegean Fresh Fruit and Vegetable Exporters Association on February 1, in one of Turkey's most important cherry production centers organized by the Izmir Kemalpaşa "Cherry Manufacturers and Exporters Sectoral Review Meeting", the latter another powerful region in Turkey's cherry production was realized in Afyonkarahisar Sultandağı.

Hayrettin Uçak, Ege Fresh Fruit and Vegetable Exporters Union Chairman of the Board, Dr. Fatih Şen, Ege University Faculty of Agriculture Lecturer, Mehmet Fatih Tolga from the Directorate of Agricultural Research Institute of Bornova and Agricultural Engineer Hüseyin Gültekin informed producers about the production of cherry suitable for export and answered their questions.

On the other hand Zekeriyya Erdurmuş, General Director of Animal Husbandry, Neslihan Alper from Ministry of Agriculture and Forestry, Ibrahim Acar, Afyonkarahisar Provincial Director of Agriculture and Forest, Sultandağı District Agriculture and Forest Manager Halil Ibrahim Onder and Uludag Fresh Fruit and Vegetable Exporters Association Vice President Dr. Senih Yazgan joined.

In his opening speech, Uçak said that in order to protect their existing markets in the export of cherries and enter new markets such as the Far East, new export-oriented quality products are essential and that they work together with all the stakeholders of the sector in this regard. “We are meeting with cherry producers in Kemalpaşa in February and said,“We ​​have been visiting all manufacturers since we took office. Not only cherries, but also other local producers in our own regions are visiting and provide the necessary information" he added.

Hayrettin Uçak gave the information that Germany was the first country with the share of 84.4 million dollars and he also said: "Russia chose Turkish cherries by 31,4 million dollars. Norway took the third rank with 8 million dollars.  In 2018 we exported cherries to 52 countries. Furthermore Turkish cherry will get a large market share in China on condition that quarantine procedures in the Agreement between China and Turkey completed. As a result we expect the amount of our cherry exports exceeds 200 million dollars this year."




BREZİLYA'DA SOYA ÜRETİMİNDE BEKLENEN ARTIŞ OLMADI...

CONAB (Brezilya Gıda İstatistik Kurumu) 2018/19 dönemi Brezilya soya fasulyesi rekoltesi ile ilgili en son değerlendirmesinde önceki aydan bu yana tahminlerini 1.2 milyon ton azaltarak 118.8 milyon tona çekti. Bu rakam geçen yılın rekor üretimi olan 119.4 milyon tona göre küçük de olsa bir azalmayı ifade ediyor.

Brezilya’da 2018/19 dönemi soya fasulyesi ekilişlerinin, 35.76 milyon hektar veya geçen yıla göre yüzde 1.7 daha fazla olduğu tahmin ediliyor. Ülke çapında soya fasulyesi veriminin ise 3,322 kg / ha olduğu hesaplanıyor. Bu performans soya verimini geçen yıla göre yüzde 2.1 azaltacak.

Düşük verimler, özellikle Güney Brezilya'daki Aralık ayı boyunca sıcak ve kurak havanın sonucu olarak görülüyor. Güney Brezilya'daki birçok bölge, olgunlaşan soya fasulyesi tohumlarının dolumunda 30 gün ya da daha fazla yağmur yağmadan geçti. Sıcaklıklar Aralık ayında normalden daha sıcaktı ve güneş ışınımı yoğundu. Yağışlar geç de olsa Brezilya'nın güneyindeki bu kurumuş alanlara geri döndü, ancak erken olgunlaşan soya fasulyesi için gecikme meydana geldi. Yine de yağmurlar geç olgunlaşan soya fasulyesi için yararlı olabilecek.

Kuru hava şimdi daha kuzey ve orta doğu Brezilya'ya taşındı. Sonuç olarak, Brezilya'daki hemen hemen tüm büyük çapta soya üreten bölgelerde şu anda 2018/19 yılında soya fasulyesi veriminin 2017/18'den daha düşük olması bekleniyor. Verim kayıpları da, ekiliş alanlarına bağlı olarak yüzde 5 ila yüzde 30 arasında değişecek gibi gözüküyor.

Brezilya'nın toplam mısır üretimi ise 91.19 milyon tona yükseldi. Toplam ekiliş 5,104 milyon hektar ve mısır verimi de geçen yıla göre yüzde 2 artışla 5,379 kg / ha  olduğu tahmin edilmekte...



KOLOMBİYALI PİRİNÇ ÇİFTÇİLERİNE JAPON DESTEĞİ...

Kolombiyalı çiftçiler iklim değişikliğine karşı mücadele ederken, Japon araştırmacılar ile birlikte özel bir şirket daha az su kullanarak pirinç üretimini artırmalarına yardımcı olmaya çalışıyor.

Kolombiyalı ve Japon araştırmacıların kuraklığa ve hastalığa karşı daha dayanıklı yeni tür pirinçler geliştirip test ettikleri Saldaña'daki araştırma tesisinde çalışmalar sürüyor.

PİRİNÇ TARIMINDA YENİ BİLGİLER

Japonya Uluslararası İşbirliği Ajansı (JICA) tarafından Japon PS Solutions firması e-kakashi adıyla yeni bir sistem kullanıyor. Bu sistemde ise mobil teknolojiler ve nesnelerin interneti (IoT) yoluyla sıcaklık ve nem dahil bütün tarla şartları yakında izleniyor. Böylece çiftçiler girdilerini daha verimli değerlendirebilmek için bu sistemi kullanma imkanına sahip oluyor.

Çiftçi ve araştırmacı Nicolás Laserna, “Japon desteği bizim için çok önemli ve çok ilginç oldu. Bize pirinci nasıl kullandığımızdan farklı bir şekilde yönetme konusunda çok şey öğrettiler. Bize daha az suyu nasıl kullanabileceğimizi gösterdiler. Bu arada yeni bazı aletlerin kullanımı hakkında onlardan değerli bilgiler aldık” diyor.

DAHA AZ SU

Laboratuarda yeni araştırılan pirincin yetiştirildiği, su ve gübre tasarrufu sağlayan Ibagué yakınlarındaki bir çiftlikte, çiftçiler, Japonlarla geliştirilen yeni pirinç ve tarım teknolojisinin, aşırı hava koşullarıyla başa çıkmalarını kolaylaştırdığını söylüyor.

Çiftçi Ruth Blanca Perdomo, "Daha az su kullanıyoruz, evet, daha az su tüketiyor. İklim çok değişti, sıcaklıkla birlikte, güneş çok sıcak, bu yüzden zorlaşan çevre şartlarına karşı koymak için bu tür pirinçleri geliştirdiler" diye konuşuyor.

Kolombiyalı Pirinç Çiftçileri Federasyonu temsilcileri, Başkent Bogota'da, Japon araştırmacılarla yapılan çalışmaların Federasyon üyelerinin uluslararası ticareti artırmak için daha üretken ve daha rekabetçi olmalarına yardımcı olduğunu söylüyor.


HİNTLİ INTELLO LABS TARIMDA YENİ TEKNOLOJİK ÇÖZÜMLER SUNUYOR...

Tarımsal ürünlerde kalite ölçümü üzerine çalışan Hintli tarım teknoloji girişimci firması (start-up) Intello Labs, ABD-Hint ortak teknoloji girişimi Nexus Venture Partners ve yine Hintli tarım teknoloji firması VC Omnivore'dan tohum finansmanı olarak 2 milyon dolar destek aldı.

Intello Labs kurucu ortağı ve CEO Milan Sharma'ya göre, üzerinde çalıştıkları teknoloji mobil telefonlar yoluyla gıda kalite zincirinin sağlanmasında halen kullanılan manuel yöntem ve laboratuar testlerine karşılık çok daha kolay ve kesin çözümler sağlıyor.

2016 yılında kurulan Intello Labs, şu anda buğday, patates, soğan, domates ve bazı baharatlarla çalışmaya devam ediyor.


KAKAO, FİLDİŞİ SAHİLİ'NİN TEMEL İHRACAT ÜRÜNÜ...

Pek çok kakao üreticisi ülke hâlâ ham çekirdek ihraç etmeyi yeterli buluyor ancak yerel işleme ve yerli tüketimi teşvik etme yoluyla gelir artışı ve istihdam yaratma şansı bölgede yeni bir fırsat sunuyor.

Fransız çikolata üreticisi Cémoi, Mayıs 2015'te Abidjan tesisini açtığında, Fildişi Sahili'nin bu ilk çikolata fabrikasının açılışı sonrasında bir heyecan dalgası yaşandı.

Bir yıl sonra  fabrikadan yapılan satışlar öngörülen rakamları geçti. Şirketin CEO'su Patrick Poirrier Bloomberg'e verdiği demeçte, "Üç yıl içinde üretimi iki katına çıkarmayı planlıyoruz" diyor.

Öte yandan Fildişili yetkililer kakaonun yüzde 50'sini yerel olarak işleme koyma gibi iddialı bir hedef ortaya koydu.

GSYİH'nın yüzde15'ini ve ihracatının yüzde 40'ını oluşturan kakao ile hedef, ham maddelerine daha fazla değer katmak ve bu süreçte daha fazla iş yaratmak.

Değer oluşturma çabalarının bir parçası olarak Hükümet, hedefine ulaşmak için değirmenciler ve üreticiler için vergi indirimleri getiriyor.

Instant Chocolat gibi Fildişili çikolata girişimcileri mağaza açtılar ve gelişmekte olan yerel orta sınıf tüketicilere girmeyi umuyorlar.

Fildişi Sahili, Gana, Nijerya, Kamerun ve Togo Batı Afrika'daki başlıca kakao üreten ülkeler.

Batı Afrika ülkeleri, hep birlikte dünyadaki kakaonun yüzde70'ini oluştururken, sadece Fildişi Sahili ve Gana yüzde 60 civarında üretim yapıyor.

Bununla birlikte kıtadaki birçok ülke, Fildişi Sahili'nde görülen katma değer artışına rağmen ham kakao ihracatına ağırlık vermeyi tercih ediyor.

Dolayısıyla bölgedeki üretim çoğunlukla, yerel katma değeri geride bırakarak, Avrupa Birliği ve Kuzey Amerika'ya işlenmeden ihraç ediliyor.