04 Mayıs 2019

DÜNYADA PARÇALI ARAZİLERİN BİRLEŞTİRİLMESİ SÜRECİ DEVAM EDİYOR...


DÜNYADA PARÇALI ARAZİLERİN BİRLEŞTİRİLMESİ SÜRECİ DEVAM EDİYOR...

Son yıllarda Avrupa ve Amerika'daki parçalı arazilerin birleştirilme süreci artış göstermeye başladı. Bunu küresel anlamda yeni bir trend olarak görebiliriz. Amerika kıtasında ve Avrupa’daki arazileri birleştirerek büyütme eğilimi, büyük çiftliklerin kârlılığının, küçük çiftliklere kıyasla çok daha fazla olması olgusundan kaynaklanıyor. Nitekim büyük ölçekli firmalar, mesela Farm and Ranch Supplies, Archer-Daniels Midland ve benzeri dev firmaların tarım piyasalarında giderek etkinliklerini genişletmeye başladıkları gözleniyor.

Bu çerçevede hazırlanan bazı raporlar, küresel düzeyde gerek tarım makinaları gerekse tarımsal ürün piyasalarını derinlemesine analiz ediyor.

Söz konusu analizlere göre, piyasada bir itici güç, işçi ücretlerinin artması çiftçilerin için kâr marjlarının düşmesine sebep oldu. Asgari işgücü maliyetlerindeki artış, genel üretim maliyetini yükseltti. Sonuç olarak bu gelişme tüm bölgelerde çiftçilerin gelir düzeyini aşağı çekmeye başladı.

Çok sayıda ucuz tarım işçisine sahip olan Hindistan ve Çin gibi ülkeler, hükümet destekleri sayesinde tarım sektöründe asgari işçi ücretinde artışa yol açtı, yanı sıra tarım işçilerinin istihdamını zorlaştırdı. Örneğin, Hindistan hükümeti vasıfsız tarım işçisinin günlük ücretlerini 2016 yılında yaklaşık yüzde 60 artırdı.

Genel bir değerlendirmeye gidilirse, çok parçalı küçük arazilerin bir araya gelmesiyel bir yandan verimlilik ve kârlılık yükselecek ancak diğer yandan da özellikle küçük çiftçilerin durumu ve gelecekleri daha çok tartışmaya açılmış olacak.


AB TARIM PAZARLARI KISA DÖNEM GÖRÜNÜM RAPORU...


AB TARIM PAZARLARI KISA DÖNEM GÖRÜNÜM RAPORU...

Avrupa Komisyonu tarafından 17 Nisan 2019’da yayımlanan son AB Tarım Pazarları Kısa Dönem Görünüm Raporu bulgularına göre 2018-2019 döneminde üretimdeki artışlar ve güçlü bir dünya talebi sayesinde AB zeytin yağı ihracatının rekor düzeye ulaşacağı bekleniyor. Aynı dönemde AB içindeki tahıl üretiminin de iyileşmesi öngörülmekte. 

Özellikle, ciddi bir artış ile İspanyol zeytinyağı üretiminin 1,7 milyon tona (2003 yılından bu yana gerçekleşen en yüksek düzeydeki miktar) ulaşması sayesinde, AB üretiminin 2018-19 döneminde %2,9 oranında artması beklenmektedir. Dünya talebindeki artış ve AB dışındaki ülkelerdeki arzın daha düşük olmasının AB ihracatında sağladığı %11’lik bir artış ile ihracat 625.000 tona ulaşmıştır. 

Süt ve süt ürünleri sektöründe ise 2019 yılında süt üretiminde %0,7’lik artış beklendiği için 2018 yılındaki 166,4 milyon ton olan üretimin 167,3 tona ulaşacağı tahmin edilmektedir. Bu artışın korunması sürekli bir küresel talebi gerektirmektedir. Peynir, AB pazarlarında en fazla tüketilen süt ürünüdür ve tüketiminin 2019 yılında da %0,5 oranında artarak az bir miktarda yükselmesi beklenmektedir. AB dışı ülkelere gerçekleştirilen peynir ihracatında beklenen %1’lik büyümenin üretim artışına %0,8’lik katkısı ile 2019 yılında peynir üretimi 10.705 milyon tona (2018 yılında 10.624 ton) ulaşacaktır. 

Bir önceki hasat dönemindeki olumsuz iklim koşullarından şiddetli bir şekilde etkilenen AB tahıl üretiminin 2019-20 döneminde iyileşeceği tahmin edilmektedir. Tahmin edilen tahıl üretim miktarı 307,5 milyon tondur (2018-2019 döneminde 290,5 milyon ton). AB tahıl ekim alanlarının da bir önceki yıla (55,1 milyon ton) göre çok az bir artış ile 2019 yılında 55,8 milyon tona ulaşması beklenmektedir. Bu rakam, hâlâ beş yıllık ortalamanın altındadır. 
Olumsuz hava koşullarının etkisiyle 2018-19 döneminde şeker üretiminin 2017-18 dönemine göre %17 oranında düşerek 17,6 milyon ton olması beklenmektedir. Bu düşüşün AB şeker ihracatında ciddi bir azalmaya  yol açacağı tahmin edilmektedir. 


Geçen yıl kurak geçen yaz ve yem yetersizliği nedeniyle erken kesime giden hayvanlar  2018’de sığır eti üretiminde artış sağlamış ve üretim 8,2 milyon ton olarak gerçekleşmiştir. Bu durum, sığır sürüsünde ise %1,3’lük bir azalmaya sebep olmuştur. Sığır eti üretiminin 2019 yılında 8,1 milyon tona düşmesi beklenmektedir. Düşük arz nedeniyle AB sığır eti tüketimi, 2019 yılında da düşecektir. Kişi başına düşen miktarın 11 kg’dan 10,8 kg’a inmesi beklenmektedir. 

Olumlu uluslararası koşullar ve yüksek fiyatlar nedeniyle 2018 yılında tavuk eti üretimi, %5’e yakın düzeyde artmıştır. Bununla birlikte, 2019 yılında üretimdeki büyüme daha mütevazı düzeyde olacaktır. Fiyat düzenlemeleri nedeniyle %2 kadar bir büyüme tahmin edilmektedir. 

Domuz etinde, arz daralmaları nedeniyle, 2019’da fiyatlar artmaktadır. Ayrıca, ihracat arayışları, özellikle Çin’e yönelik olarak, gelişmektedir. Son olarak, 2018 yılı AB koyun ve keçi eti üretimi (tahmini 915.000 ton) %1 oranında düşmüştür. Bu düşüşün 2019 yılında da devam ederek üretimin 906.000 ton civarında olması beklenmektedir.  

Doç. Dr. F. Handan Giray tarafından çevrilmiştir. 

Raporun tamamına aşağıdaki linkten ulaşılabilir:  https://ec.europa.eu/agriculture/markets-and-prices/short-term-outlook_en

YEREL GIDANIN NE ANLAMA GELDİĞİNİ BİLİYOR MUYUZ?


YEREL GIDANIN NE ANLAMA GELDİĞİNİ BİLİYOR MUYUZ?

Biz tüketiciler, gıda için uzun mesafeli seyahatin daha pahalıya mal olması, kalitesine zarar vermesi, raf ömrünü uzatmak için kimyasal madde gerektirmesi ve çevremizi kirleten fosil yakıtlar tüketmesi gerektiğini düşünürüz. Ama bu gerçekten doğru mu?

“Yerel” yiyeceklerin tanımını biliyor musunuz? Burada bir dakika duralım...

Bir domatesin nakliyesinde genel olarak kabul edilebilir bir mesafe var mı? Mesela bir litre süt en fazla ne kadar uzak mesafeden gelmeli? Ve bu uzaklığın ne kadar olması gerektiğine kim karar verecek?

Amerika Birleşik Devletleri Tarım Bakanlığı (USDA) 'yerel' (veya yerli) kavramı için gıdanın üretildiği yer ile tüketim merkezi arasında dört yüz mil veya daha az mesafe olmalı şeklinde bir tanımlama yapıyor.

Bu, New York eyaletinde satın aldığınız “yerel” yiyeceklerin Augusta, Maine (329 mil), Concord, New Hampshire (214 mil) veya Youngstown, Ohio'dan (397.7 mil) gelebilmesiyle USDA'nın “yerel” tanımını karşılayabileceği anlamını taşıyor.

Yazar Robyn Metcalfe, duygularımızı üreticiler ve soframızdaki tabak arasındaki mesafeyle ölçmeye meylimiz olduğunu söylüyor. Ancak, bir gıda tedarik zincirinin karmaşıklığı ve değerinin, üretici ile tüketici arasında kaç aracı olduğu ile ilgili olduğunu tartışmaya açıyor. Bu yüzden, burada ele alınması gereken husus sizin ve yiyeceğiniz arasındaki ölçülen mesafeyle ilgili değil.

Metcalfe, MIT Press tarafından yayınlanan, 'Gıda Rotası: İzlanda'da Muz Yetiştirmek ve Yemek Lojistiğinden Diğer Hikayeler' adlı yeni kitabında gıdanın coğrafi kaynaklarının iklim, işgücü ve toprak maliyeti, kaynakların bolluğu ve yakın çevre ulaşım ağı tarafından yönlendirilmesi gerektiğini savunuyor.
















DÜNYA BUĞDAY DURUMU - NİSAN 2019


DÜNYA BUĞDAY DURUMU – Nisan 2019

Prof. Dr. M. Hikmet BOYACIOĞLU Freelance Consultant,
Cereal Science Associate Editor, Cereal Chemistry Correspondent,
World Grain Contributing Editor,
Baking & Snack mhboyaci@gmail.com @ProfBoyacioglu


2019/20 Sezonu Görünümü Uluslararası Hububat Konseyi, IGC; 25 Nisan 2019 tarihli son raporunda, 2018/19 sezonu sonunda 735 milyon ton miktarda gerçekleşeceğini öngördüğü dünya buğday üretiminin, Temmuz 2019/Haziran 2020 döneminde, 28 Mart 2019 tarihli öngörüsünden 3 milyon ton ve 2018/19 sezonundan 27 milyon ton yüksek, 762 milyon ton düzeyinde gerçekleşmesini beklediğini açıklamıştır.

IGC; 2018/19 sezonu sonunda 741 milyon ton miktarda gerçekleşeceğini öngördüğü dünya buğday tüketiminin, 2019/20 döneminde, Mart ayı öngörüsünden değişmeden ancak 2018/19 sezonundan 11 milyon ton yüksek, 752 milyon ton düzeyinde olmasını beklemektedir. Konsey; 2018/19 sezonu sonunda 172 milyon ton miktarda gerçekleşeceğini öngördüğü dünya buğday ticaretinin, 2019/20 döneminde, Mart ayı öngörüsünden değişmeden ancak 2018/19 sezonundan 2 milyon ton yüksek, 174 milyon ton düzeyinde gerçekleşeceğini öngörmektedir.

IGC; 2018/19 sezonu sonunda 264 milyon ton miktarda gerçekleşeceğini öngördüğü dünya dönem sonu buğday stoklarının, 2019/20 döneminde, Mart ayı öngörüsünden 4 milyon ton ve 2018/19 sezonundan 10 milyon ton yüksek, 274 milyon ton düzeyinde gerçekleşmesini beklemektedir. Konsey; başlıca ihracatçıların (AB, ABD, Arjantin, Avustralya, Kanada, Kazakistan, Rusya ve Ukrayna) 2018/19 sezonu sonunda 68 milyon ton miktarda gerçekleşeceğini öngördüğü dönem sonu buğday stoklarının, 2019/20 döneminde, Mart ayı öngörüsünden ve 2018/19 sezonundan 10 milyon ton yüksek, 274 milyon ton düzeyinde gerçekleşmesini beklemektedir.

Konsey; başlıca ihracatçıların (AB, ABD, Arjantin, Avustralya, Kanada, Kazakistan, Rusya ve Ukrayna) 2018/19 sezonu sonunda 68 milyon ton miktarda gerçekleşeceğini öngördüğü dönem sonu buğday stoklarının, 2019/20 döneminde, Mart ayı öngörüsünden ve 2018/19 sezonundan 4 milyon ton yüksek, 72 milyon ton düzeyinde öngörüldüğünü açıklamıştır.

SADECE 2018 YILINDA 12 MİLYON HEKTAR ORMAN YOK OLDU!


SADECE 2018 YILINDA 12 MİLYON HEKTAR ORMAN YOK OLDU!

Global Forest Watch (GFW)'daki verilere göre, sadece 2018 yılında dakikada otuz futbol sahasına denk gelen yaklaşık 12 milyon hektar yağmur ormanı yok oldu!

Yalnız Brezilya'da, çoğunlukla Amazon bölgesinde ve yakın çevresinde 1.3 milyon hektar orman kaybedildi. Brezilya'daki bu büyük kayıp toplam küresel kaybın neredeyse onda biri...

Brezilya’nın 2018’deki birincil orman kaybı, 2016-2017 yangınlardan dolayı daha düşük oldu, ancak yine de bu oran 10 yıl öncesine göre daha fazla gerçekleşti. Bu arada Brezilya'nın ormansızlaştırmaya karşı yoğun bir mücadelesi olduğunu biliyoruz.

Birincil veya çok eski ağaçlar, tropikal yağmur ormanları, yüzlerce hatta binlerce yıllık ağaçları içeren çok önemli bir orman ekosistemidir. Diğer ormanlardan daha fazla karbon depolarlar ve biyolojik çeşitliliğin sürdürülmesi söz konusu olduğunda neredeyse yok olmuş hayvanlara ve bitkilere yaşam alanı sağlıyorlar.

GFW'ye göre, Brezilya ve Endonezya, 2018 yılına kadar dünyadaki tropikal ormanlarda meydana gelen toplam kayıpların yüzde 46'sını oluşturdu. Buna rağmen GFW, bu gelişmeyi yetersiz de olsa olumlu buluyor, çünkü Brezilya ve Endonezya 2002 yılında ormansızlaştırma sürecinin yüzde 71'inden sorumlu olarak görülüyordu.


03 Mayıs 2019

"ÇİFTÇİ HAKLARI İNSAN HAKLARIDIR!"


"ÇİFTÇİ HAKLARI İNSAN HAKLARIDIR!"

Çiftçiler, bugün ABD'de gıda için harcanan her bir doların 0.15'ini kazanıyor. Ancak bu oran on yıl önce 0.37 idi. Yani Amerikalı çiftçilerin gerçek geliri yıllar geçtikçe azalıyor!

Geçtiğimiz hafta sonu Demokrat Parti adayları kırsal Amerika'nın geleceğini tartışmak üzere Heartland forumunda bir araya geldiler.

Iowa eyaletindeki Storm Lake'de bir lise spor salonunda Elizabeth Warren çeşitli bölgelerden gelen çiftçi temsilcileri ile buluştu. Bu bir siyasi kampanya mitingi değildi. Daha ziyade, Indiana, Wisconsin, Missouri, Kuzey Carolina ve diğer eyaletlerden gelen çiftçiler için düzenlenen Aile Çiftçiliği Eylem Toplantısıydı. Temel konu gıdayı üreten insanların gelirlerinin sürekli olarak gerilemesi ve üretenlerin geleceğinin belirsizliği idi.

Yaklaşık 150 çiftçi temsilcisi taşıdıkları bayrak ve flamalar ile şu mesajları verdiler: “Çiftçi hakları insan haklarıdır” ve “Kırsal alanda yeni fırsatlar istiyoruz” diyen Amerikan gıda üreticilerinin bir başka önemli sorunları daha vardı. Hem gelirleri azalıyor hem de yaşlanıyorlardı! Evet ABD Tarım Bakanlığının (USDA) 2012 Tarım Sayımına göre, bu ülkedeki çiftçilerin yüzde 87’si erkek ve yaş ortalamaları da 58!

Ancak son yıllarda az da olsa görülmeye başlanan bir olguyu da vurgulamak gerekiyor. ABD'de tarım ve gıda üretimine ilgi duyan gençlerin sayısında belli bir artış gözleniyor. Yanı sıra kadınların ABD tarımında oynadığı önemli rol de gözden kaçırılmamalı...

THIS IS WORLD PRESS FREEDOM DAY!



Hi, all “growers” of text, pictures, and sound all over the world!
Today, the third of May, is World Press Freedom Day as decided by the General Assembly of the United Nations.
Let us celebrate this day with our friends and colleagues!
However, the situation for press freedom around the world is not developing in a very positive way, according to the organization Reporters Without Borders. The organization is also a common source of information for the United Nations and its organization for education, science, and culture, UNESCO.
”The number of countries regarded as safe, where journalists can work in complete security, continues to decline, while authoritarian regimes continue to tighten their grip on the media,” Reporters without Borders tells us in the latest update of the World Press Freedom Index from April this year.
The result is an atmosphere where fear is increasing, which very often leads to different kinds of self-censorship.
It is very important that we do everything we can to prevent this as agricultural journalists.
Our job is to tell people about farming and the production of food that will feed the human beings of the world — in other words, to keep ourselves alive. It has to be possible to do this independent from authorities and business people trying to hide their failures in agricultural politics and marketing.
However, you will unfortunately still find examples of colleagues who have been stopped while working on, for example, stories about the challenges with farming. Some of our colleagues have even been arrested and tortured when making stories about failure in food production or in politics with bad consequences for the possibilities to produce food.
It should be obvious that we cannot accept such circumstances and that is why we must keep each other informed about the situation around the world and try to support each other as much as possible.
Have a wonderful Press Freedom Day, all of you!
Micke Godtfredsen
Chair, IFAJ Freedom of the Press Committee


The International Federation of Agricultural Journalists (IFAJ) is a non-partisan, not-for-profit professional association for agricultural journalists in 50 countries. IFAJ members embrace freedom of the press.

"THE MOST IMPORTANT ISSUE IS THE HEALTH OF THE PLANET"


"THE MOST IMPORTANT ISSUE IS THE HEALTH OF THE PLANET"

CLIMATE CHANGE.ORG The main focus of the next European Parliament should be on protecting the environment, according to a survey of more than 100,000 people conducted by Change.org. Seventy-two per cent of respondents said the health of the planet was the most important issue. Migration and employment were far behind, attracting support from 38% and 33% respectively. Change.org, a platform hosting online campaigns, polled 135,431 of its users in Poland, Spain, Italy, France and Germany.

Source: Euronews

BREZİLYA, HİNDİSTAN'A BEYAZ ET SATMAYA BAŞLIYOR...


BREZİLYA, HİNDİSTAN'A BEYAZ ET SATMAYA BAŞLIYOR...

Brezilyalı et sanayicisi JBS SA, Seara'nın gıda işleme ünitesinin, Hindistan'a kanatlı eti satmaya başlayacağı bildiriliyor.

Son yıllarda yapılan araştırmalar, kümes hayvanlarının dünyada en çok talep edilen et proteini haline geldiğini ortaya koyuyor. Özellikle son bir yılda yeni pazarlara ulaşma çalışmaları içinde olan Brezilyalı firma Hindistan'a tavuk ürünleri satacak.

Geçtiğimiz günlerde yapılan açıklamaya göre, JBS, Seara'nın bir Asya ülkesinde tavuk ürünleri satma yetkisi olan ilk şirketi olacak.

Hindistan’ın kişi başına düşen tavuk tüketiminin 2019’da 2.23 kilograma çıkacağı tahmin ediliyor. Bu rakam 2018 yılında 2.18 kg idi. Ülkede kişi başına düşen gelir arttıkça beyaz et tüketiminin de aynı doğrultuda gelişme göstereceği ifade ediliyor.

BAYER: GLİFOSAT KANSER SEBEBİ DEĞİL


BAYER: GLİFOSAT KANSER SEBEBİ DEĞİL

Bayer Crop Science, EPA’nın (Environmental Protection Agency) glifosatın kanser için önemli bir sebep yaratmadığı sonucuna vardığını söylüyor.

Dünyaca ünlü tarım şirketi Bayer, yaptığı açıklamada, EPA'nın ara kararını halen gözden geçirdiğini ancak "bilimin glifosat bazlı herbisitlerin güvenliğini desteklediğine inandığını" belirtiyor.

Bayer, Monsanto ile birleştiğinde RoundUp glifosat herbisitini satın almıştı. Daha önce açılan bazı hukuki davaların sonucunda mahkeme glifosatın kansere sebep olduğunu iddia eden davacılar lehinde kararlar almıştı. Bayer bu davalara itiraz ediyor.

Diğer yandan EPA'nın, herbisitin yeniden değerlendirilmesi süreci içinde olduğu biliniyor.

KENYALI KÜÇÜK ÇİFTÇİLER GDO'LU TOHUMLARI KULLANMAK İSTİYOR...


KENYALI KÜÇÜK ÇİFTÇİLER GDO'LU TOHUMLARI KULLANMAK İSTİYOR...

Kenya, 2012 yılında genetiği değiştirilmiş mısır ithalat yasağını yeniden değerlendirmeye aldı. Gerekçe olarak uzun süren kuraklık yüzünden 1 milyondan fazla Kenya vatandaşının acil insani gıda yardımı ihtiyacı içinde olması gösteriliyor.

Kenya Tarım Bakanlığının Genel Sekreteri Profesör Hamadi Mboga, “Gelecek bir ya da iki ay içinde, bu yasağın geleceği hakkında bir karar alacağız” dedi.

Karar, Kenya’daki çiftçilerin nihayetinde genetiği değiştirilmiş (GDO) tohumlara erişip erişemediklerini belirleyebilecek.

Kenya Meteoroloji Dairesi, Tana Nehri, Turkana, Marsabit, Isiolo ve Garissa ilçelerinin sakinlerinin uzun süreli kuraklık sebebiyle yoğun gıda ve su kıtlığıyla karşı karşıya kaldıklarını bildiriyor.

Busia Bölgesi Parlamento Üyesi Florence Mutua, “Neden kuraklığa dayanıklı çeşitlerin Turkana ve Pokot ve Kitui'ye ekilmesine izin veremiyoruz?” diye soruyor.

Mutua, “Yapsaydık, gıda güvencesi içinde olurduk. GDO teknolojisini tartışmakla zaman harcıyoruz. Teknolojiyi uygulamak için kapasitemiz ve beyinlerimiz var" şeklinde konuşuyor.

Kenya Biyoteknoloji Çiftçileri Derneği lideri Daniel Mangodu ise, küçük çiftlik sahipleri ve küçük çiftçilerin genetiği değiştirilmiş ürünleri (GDO) kullanmak için çok istekli olduklarını ifade ediyor. 

"SORGUM, KÜMES HAYVANLARI İÇİN DE ÇOK ÖNEMLİ BİR HUBUBAT"


Basın bülteni...

Tane sorgumun tek mideli hayvanların yemindeki avantajları...

Sorgum yalnızca avantajlı bir kimyasal bileşime sahip olmakla kalmayıp, kümes hayvanları için de enerji bakımından en zengin hububattır.

Büyüme veya üretim aşamasına göre karışım oranını uyarlayarak karışımlarda %40’a kadar eklenebilir. Örneğin başlangıç aşamalarında karışım oranının azami %30’la sınırlandırılması tercih edilmelidir.
Horoz için sorgum (kırmızı) kuru maddesinin mısıra (mavi) göre kcal/kg olarak enerji değeri...

Sorgumun kümes hayvanlarının beslenme düzeninde yer alması etin organoleptik kalitesi üzerindeki etkisi azdır.


Nihai ürünün sarı renkte olmasına neden olan ksantofil pigmenti mısıra göre sorgumda daha azdır. Sorgum bakımından zengin bir yemle beslenen kümes hayvanı mısırla beslenen kümes hayvanından daha az sarı bir et üretecektir.
Bununla birlikte bazı pazarlar beyaz eti tercih eder ve rengi değişmiş olsa da tadı üzerinde herhangi bir etki olmaz.

WALMART ET ÜRETİMİNDE KENDİ ZİNCİRİNİ KURUYOR...


Dünyanın en büyük perakende zincir markası Walmart, daha güvenli ve şeffaf bir tedarik zinciri oluşturabilmek için başından sonuna kendi dana eti üretimi sürecini düzenleyecek.

Firma, özellikle Angus eti tedariğinin yapılacağı mağazalar için en iyi çözüm ortakları ile çalışılacağı duyurusunu yaptı.

Hazırlanan plana göre, söz konusu tedarik zinciri içinden pirzola ve bonfile gibi ürünler için yapılacak kesimler 500 Walmart mağazasında satılacak.

Walmart yetkilileri, "Bu yolla sığır eti sektörüne yapacağımız giriş bize kalite ve değer sağlama yönünden eşsiz bir sistem yaratmış olacak. Çünkü artık müşterilerimizin gözünde izlenebilirlik ve şeffaflık gibi değerler gittikçe daha çok önem kazanmakta" açıklamasını yapıyor. 

YENİ ZELANDA KUZU ETİ İHRACATININ YARISINI ÇİN'E YAPIYOR...


Yeni Zelanda'nın kuzu eti ihracatı 2019 yılına güçlü bir başlangıç yaptı. Ancak bu başlangıç dana ve kuzu eti olarak aynı hızda devam etmeyecek gibi gözüküyor. Çünkü Yeni Zelanda'da 2018 - 19 sezonu kuzu eti üretiminin hafif de olsa düşüş göstereceği tahmin ediliyor. Buna bağlı olarak normalden daha kuru şartların hakim olduğu bir ortamda ihracat ta azalış içinde olacak.

Bu yılın ilk çeyreğinde Yeni Zelanda kuzu eti ihracatı üst üste yüzde 11 artış göstererek, son beş yılın ortalamasının yüzde 5 üzerine çıktı. Mart ayında zirve yapan kuzu eti ihracatı bu ay itibarıyla daha düşük bir düzeyde seyrediyor.

Avustralya'da üreticiler su kıtlığı ve yem bitkilerinde yaşanan sorunlar yüzünden sıkıntıya düşmüş durumda. Tabii bu da kuzu ve koyunların giderek artan bir oranda kesime gönderilmelerine sebep oluyor. Yılın ilk üç ayında Avustralya'nın kuzu eti ihracatı yüzde 19 oldu. Bu rakam son beş yılın ortalamasının yüzde 27 üzerinde gerçekleşti.

Yeni Zelanda toplam kuzu eti ihracatının yarısını Çin'e yapıyor. Yanı sıra Avustralya da Çin'e kuzu eti ihracatına aynı oranda devam ediyor. 

KANADA'NIN KANOLA İHRACATI 11 MİLYAR DOLARA ULAŞTI...


KANADA'NIN KANOLA İHRACATI 11 MİLYAR DOLARA ULAŞTI...

Kanadalı kanola üreticileri, 2018'de 50'den fazla ülkeye 11 milyar dolarlık ihracat yapmayı başardı.

Kanola yağı biyodizel yapmak için kullanılıyor. Kanada, dünyadaki yaklaşık 50 pazara ürettiği tohum, yağ veya yemek kanolasının yüzde 90'ını ihraç ediyor ve milyarlarca doları Kanada'ya getiriyor. Kanola için en büyük ihracat pazarları Amerika Birleşik Devletleri, Çin, Japonya ve Meksika.

Kanada'da yaşayan orta gelirli insanlar arasında ekonomik refahın ve büyümenin itici güçlerinden biri de bu üreticiler oldu. Bu arada Hükümet, Kanada'nın en önemli kanola müşterisi Çin'e yapılan kanola tohumu ihracatını da üreticiler ile birlikte ailelerini de desteklemek maksadıyla garanti altına alıyor.

Geçtiğimiz günlerde Tarım ve Gıda Bakanı Marie-Claude Bibeau ve Uluslararası Ticaret Çeşitliliği Bakanı Jim Carr, Kanadalı çiftlik ailelerini destekleme eylemlerini açıkladı.

Bakan Bibeau, Hükümet'in Ön Ödemeler Programı (APP) kapsamında kredi limitlerini geçici olarak artırmak için Tarımsal Pazarlama Programları Yönetmeliğini değiştirmek istediğini açıkladı. Bu değişiklikler, çiftçilerin karşılaştığı nakit akışı baskılarının hafifletilmesine ve önemli ihracat ülkelerindeki piyasa bozulmalarının etkilerini yönetmelerine de yardımcı olacak.

FAO, ORTA ASYA'DA PESTİSİT MÜCADELESİ BAŞLATIYOR...


FAO, ORTA ASYA'DA PESTİSİT MÜCADELESİ BAŞLATIYOR...

Basın bülteni...

FAO’dan Orta Asya ve Türkiye’de Haşere ve Pestisitlerin Daha İyi Yönetimi İçin 4 Yıllık Proje

cid:image001.jpg@01D500E4.FCBAC620
Fotoğraf: ©FAO/Codex Alimentarius


03 Mayıs 2019, Bakü, Azerbaycan –  Dünya’nın yarısı miktarda kullanılmaz durumda olan pestisitlerin, büyük bölümünün Orta Asya boyunca yer almasıyla, eski Sovyetler Birliği’nde olduğu tahmin edilmekte. Başta pamuk üretimi olmak üzere, tarımın önemli bir merkezi olan alt bölgede pestisitler fazlasıyla kullanılmakta. Ancak yasal düzenlemelerde, yönetimde ve birçok konuda hala eksiklikler mevcut.   

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) bu eksikliklerin giderilmesi için Orta Asya ülkeleri ve Türkiye’de Pestisitlerin Hayat Döngüsü Yönetimi ve Kalıcı Organik Kirleticiler (POPs) Pestisitlerin İmhası projesini başlattı. İlk çalıştayı geçtiğimiz hafta Bişkek, Kırgızistanda düzenlenen projenin, ikinci ulusal açılış çalıştayı ise bugün Hilton Otel, Bakü’de gerçekleşti.

Küresel Çevre Fonu (GEF) tarafından desteklenen bu dört-yıllık projenin sonunda amaç; organik kirleticilerin, pislenmiş yerlerden temizlenmesiyle ve depolanmış kullanılmaz durumda olan pestisitlerin azaltılmasıyla ülkelerin haşere ve pestisitleri daha iyi yönetebilmesine yardımcı olmaktır.

“Haşere ve pestisit yönetiminden bahsettiğimizde, sadece mahsul üretimi ve üretkenliğinden değil, aynı zamanda haşerelerin ve pestisitlerin küçük çiftçileri, piyasaları, ticareti ve doğal kaynakları nasıl etkilediğinden de bahsediyoruz” diyor Tania Santivanez, FAO tarım yetkilisi. “Bu, hem sağlıklı gıdanın bulunabilirliğini hem de sağlıklı gıdaya erişimi etkileyerek tüm gıda sistemini etkilemektedir.”

Santivanez, özellikle 900 metrik tondaki kirleticiler ve kullanılmaz durumda olan pestisitlerin ve pestisitle kirlenmiş yerlerin güvenli bir şekilde yok edilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.

İklim değişikliği ve tarımsal üretimin yoğunlaşması haşerelerden ve hastalıklardan oluşan baskıyı arttırmakta. Tahminlere göre, böcekler, otlar ve hastalıklardan kaynaklanan yıllık kayıplar yüzde 20 ila 40 arasında değişmekte. Pestisitler mahsul kayıplarının azalmasında önemli rol oynasada, yanlış kullanıldığında insan sağlığını ve çevreyi olumsuz etkileyebilir.

Santinavez ayrıca, FAO’nun bu proje ile entegre haşere yönetimini ve sürdürülebilir tarım adına belirli ürünlerde agroekolojik yaklaşımların teşvik edilmesiyle alternatif çözümleri arttırmayı hedeflediğini ifade etti.

Azerbaycan hükümeti, sivil toplum kuruluşları ve üniversitelerden haşere ve pestisit yönetimi hakkında
çeşitli uzmanların katılım gösterdiği toplantı ile projenin etkili bir şekilde uygulanabilmesi için net bir yol haritası çizilecek.


ARJANTİN'DE SOYA ÜRETİMİ 56 MİLYON TON OLACAK...

Arjantin’de soya üretiminin 2018/2019 sezonu için 56 milyon tona ulaşması bekleniyor.

Rosario Tahıl Borsasından yapılan açıklamada, rekolte muhtemelen tahmin edilenden iki milyon ton daha fazla olacak.

Dünyanın en büyük hububat ihracatçılarından biri olan Arjantin, ilk sezon yağışları ve hemen ardından gelen kuru havanın da etkisiyle ülkenin başlıca ticari ürünü olan soya ile birlikte mısır ve buğday gibi diğer tahılların verimini artıracak.

Rosario Borsası yetkililerine göre, "Hava durumu hasat sezonu için çok uygun. Nisan ayı yağmurları sadece ayın ilk yarısında yoğunlaştı.”

Mıısır üretimi de geçen yıldan daha yüksek olacak. 2018 yılının 47.3 milyon üretimine karşılık bu yıl 48 milyon tona ulaşacak.


BREZİLYA'NIN ÇİN'E ET İHRACATI ARTIYOR...

Çin Büyükelçisi Yang Wanming, geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada, Mayıs ayında yapılacak üst düzey görüşmelerin ardından Çin'in Brezilya'da daha fazla et ithalatına izin vermeyi planladığını söyledi. Yang Wanming, kaç et işleme tesisinin Çin'e ihracat yapmak için onaylanabileceği konusunda yorum yapmadı, ancak Brezilya Tarım Bakanı Tereza Cristina Dias'ın bu ay içinde Çin'e gittiğinde konunun görüşüleceğini söyledi.

Yang, Brezilya’nın Başkan Yardımcısı Hamilton Mourao’nun aynı ay sonra Pekin’i ziyaret etmesiyle yeni ihracat izinlerinin açıklanabileceğini söyledi.

Yang, “Her iki ülkenin tarım bakanlıkları ve kalite kontrol departmanlarının işbirliğiyle Çin pazarına daha fazla Brezilyalı çiftlik ve hayvan ürününün ithal edilebileceğine inanıyoruz” dedi.

Sektörel uzmanlara göre, Çin'e ihracat yapmasına izin verilenler listesine yaklaşık 80 Brezilya et işleme tesisi eklenebilir.

Brezilya’nın Çin’e yaptığı et ihracatındaki potansiyel artış, analistlerin ABD ile Çin arasındaki görüşmeleri, ticaret gerginliklerini hafifletmek için görüşmelerinin Brezilya soya talebine zarar verebileceği konusunda uyarmasıyla öne çıkıyor.

Brezilya, dünyanın hem soya fasulyesi hem de sığır eti ihracatçısı konumunda. Herhangi bir anlaşmanın yapılıp yapılmadığına bakılmaksızın Yang, Brezilya soyası için Çin'in talebinin sabit kaldığını gördüğünü söyledi. “Şahsen endişelenmeye gerek olmadığını düşünüyorum” diye konuştu.





BAYER 34 MİLYAR DOLAR DEĞER KAYBETTİ...

Bayer'de sorun var. Monsanto’nun amiral gemisi ürünü tarım ilacı Roundup, toksik olduğu gerekçesiyle mahkemede yargılanıyor.

Ancak bir şey çok netleşmeye başladı. Bu yeni ana şirketi Bayer için toksik bir varlık. Reuters, Bayer’in en büyük hissedarı olan fon yöneticisi BlackRock muhtemel bir toplantı için oy kullanmayacağını bildirdi.

Söz konusu gelişme, şirketin Monsanto'yu devralmasından sonra düşük bir güven işareti ve sonrasında mahkemede yaşanan kayıpların habercisi gibi görünüyor.

Reuters ayrıca, Bayer’in Monsanto’yu 2018 Haziran’ında 63 milyar dolara satın aldığını ve fakat o zamandan beri 34 milyar dolar piyasa değerinde kayba uğradığını bildiriyor.


İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ ABD'DE HER ŞEYİ ETKİLEMEYE BAŞLADI...

Elma'dan patlamış mısıra, iklim değişikliği Amerika'da yetişen ürün ve gıdaları değiştiriyor!

Her bölgede, çiftçiler ve bilim adamları, bir dizi ürünü daha sıcak derecelere, istilacı zararlılara, düzensiz havaya ve daha erken büyüme mevsimlerine adapte etmeye çalışıyorlar.
Etkisi marketlerde ve pazaryerlerinde henüz belli olmayabilir, ancak organik elmaların ve pirinç torbalarının ve vişneli turta dolum kutularının arkasında yüz binlerce çiftçi, bitki yetiştiricisi ve tarımda iklim değişikliğine ayak uydurmak için mücadele eden diğerleri var. .

Amerika Birleşik Devletleri haritasının herhangi bir yerine bir iğne bırakın ve tarlalarda bozulma olduğunu göreceksiniz. Artan sıcaklıklar bazı bölgelerde yetişme mevsimlerini uzatmakta ve diğerlerine bir dizi yeni haşere gönderiyor. Bazı tarlalar kuraklıkla boğuşuyor, diğerlerinde ise traktörleri yutacak kadar su basıyor.

Yıllarca süren don, sıcaklık ve yağmur rejimi - hiçbir zaman tamamen öngörülebilir değil, çökmüş durumda. İklim değişikliği ifadesinin hala şüpheyle karşılandığı bölgeler var. Bu bölgelerde bazı insanlar meteorolojik gelişmeleri sadece aşırı veya düzensiz olarak adlandırıyor. Fakat çoğu insanın    hemfikir olduğu nokta şu; havada garip ve olağandışı şeyler oluyor!


AFRİKA DOMUZ ATEŞİ BÜYÜK SALGINA YOL AÇABİLİR...

Çin'de ilk olarak 2018 Ağustos'unda tespit edildiğinden beri, bulaşıcı Afrika domuz ateşi ülkeni her bölgesine, daha sonra Vietnam, Moğolistan ve Kamboçya'ya yayıldı. Halen hastalığın Kuzey Kore'ye geldiği söyleniyor. İnsanlara tehdit teşkil etmeyen hastalık, ülkenin domuz arzında o kadar yıkıcı bir etkiye yol açtı ki, bazı tahminlere göre, ihracat için her hayvanı ithal etse bile Çin'in kayıp domuzlarının yerini alamayacağını gösterdi.

Şimdiye kadar, yayılma ABD dışında kaldı - ancak bazı veteriner hekimler ve endüstri çalışanları ABD'ye gelmesinin kaçınılmaz olup olmadığını tartışıyor.

Afrika domuz vebası (ASF) bulaşıcıdır ve tedavisi yoktur. Enfekte hayvanlar yüksek ateş, kanlı ishal ve cilt lezyonları geliştirir ve çoğu günler içinde ölür. Şimdiye kadar, yayılmasını durdurmak için tek etkili yol sürüleri toplamak. Çin’in Nisan ayı resmi istatistikleri, ülke genelinde 1 milyondan fazla hayvanın toplandığını ve hükümetin tahminlerinin büyük ölçüde yeterince bildirilmediğine inanıldığını gösteriyor. RaboBank tarafından yapılan bir analizde, ülkedeki salgınların sonucu olarak 200 milyon domuzun etkilendiği tahmin ediliyor.


TATLI PATATES ÜRETİM VE TÜKETİMİ YENİ FIRSATLAR SUNUYOR...

Bazı yiyecekler, mevsimlik mucizeler olarak bilinir ve ailelerin tatil şölenleri için toplandıklarında yılda sadece bir veya iki kez ortaya çıkarlar. Kızılcık sosu, cevizli turta, yumurta likörü. Tipik olarak en üstte kavrulmuş minik lokumlar şeklinde tatlı patatesler de bu listeye girdi. Ancak tatlı patateslere talep giderek artıyor. Temel bir vitamin ve besinlerle dolu bir süper gıda olarak gittikçe daha fazla bilinir oldu ve şimdi yıl boyunca - lüks restoranlar da dahil, patates kızartmasına karşı daha sağlıklı bir alternatif olarak sofralarda yerini almaya başladı.

Bu yükselişin ardında, Kuzey Carolina’nın tanıdık çiftliklerinin dikkat çekici bir başarı öyküsü var. Ayrıca Kuzey Carolina kıyılarının ve tatlı patates alanlarının ötesinde, gelecek için umut vaat eden bir hikaye söz konusu. NC Eyalet Üniversitesinden bir profesörün çalışmasıyla bazı Afrika ülkelerinde tatlı patateslerin tüketilme şekli bile değiştirebilecek. Öyle ki gittikçe artan tatlı patates üretimi kara kıtada küçük çocuklar ve annelerine daha sağlıklı gıda sağlayabilir. Dahası Afrika'nın hareketli şehirlerinden en küçük köylerine yeni ekonomik fırsatlar yaratabilir.

Bu konuda çok somut bir örnek ise yeni bir girişimci. Antonio Magnaghi Afrika'da tatlı patates işi yapanlar arasında öne çıkıyor. Kenya'nın Nairobi şehir merkezindeki kalabalık bir iş ve ticaret caddesinde küçük unlu mamuller dükkanını, ülkenin en iyi otelleri, pazarları ve kafelerinde tatlı patates çöreği, patates kızartması ve diğer ürünler satan başarılı bir işletmeye dönüştürmeye devam ediyor.

Magnaghi, "Özellikle Afrika'da tatlı patates üretiminden ticaret, sanayi ve tüketimine kadar sayısız fırsatlar var" diyor.

02 Mayıs 2019


VİETNAM TARIM SEKTÖRÜNDE 11 MİLYON TON GÜBRE KULLANILIYOR...

Ho Chi Minh Şehri merkezli Que Lam Group, kuzeydeki Vinh Phuc eyaletinde, 500 milyar VND (21.54 milyon USD) maliyetinde inşa edilen biyo-organik gübre hizmete soktu.

Kuzey Vietnam'da kendi alanında en büyük ve 4 hektarı kapsayan tesis, yıllık 250.000 ton gübre üretim kapasitesine sahip.

Que Lam Grubu’nun Genel Müdürü Nguyen Thanh Vinh, tesisin kuzey bölgede bulunan 25 il ve ilçede kaliteli organik gübre ürünlerine yönelik artan talebi karşılamak için geliştirildiğini söylüyor. Tesis, aynı zamanda şirketin Binh Xuyen bölgesindeki ikinci fabrikası.

Tarım ve Kırsal Kalkınma Bakanı Nguyen Xuan Cuong, tesisin başlatılmasını, ülkenin yeşil, temiz, güvenli ve sürdürülebilir bir sektöre yönelik yeniden yapılanma sürecinde olan tarım endüstrisi için iyi bir haber olarak nitelendirdi.

Que Lam Group ve diğer firmalara, mevcut zorlukların üstesinden gelmek ve çiftliklerinin küresel tedarik zincirlerindeki değerini artırmak için devlete eşlik etmeye çağırdı.

Que Lam Grubu, organik gübre üreten ve satan lider firmalar arasında. Şu anda Vietnam genelinde sekiz organik gübre tesisi işletiyor ve her yıl 500.000 ton ürün sağlıyor.

Şirket, 2020 yılına kadar 1,5 milyon ton organik gübre, 2025 yılına kadar iki milyon ton ve 2035 yılına kadar 3,5 milyon ton üretmeyi hedefliyor.

Vietnam’ın tarım sektörü, Tarım ve Kırsal Kalkınma Bakanlığı’na göre, sadece yüzde 8’i organik olan 11 milyon ton gübreyi kullanıyor.

Bakanlık, gübrenin tarımda kilit bir rol oynadığını söylüyor. Vietnam'da 10 milyon hektar tarım arazisi var. Organik üretim yalnızca 43.000 hektar toprağı kapsıyor, bu da organik gübrenin yaygın olarak kullanılmadığı anlamına geliyor.

Her hektar tarım arazisinin 10 ton organik gübreye ihtiyacı varsa, Vietnam'ın güvenli ürünlere sahip olmak, toprağı geri kazanmak ve çevreyi korumak için 100 milyon ton organik gübreye ihtiyacı olduğu tahmin ediliyor.




20 FOOD JOURNALISTS WE LOVE!


Celebrating World Press Freedom Day: 20 Food Journalists We Love
Dear İsmail,

Greetings from Baltimore!

To celebrate World Press Freedom Day on May 3, 2019, Food Tank honors journalists from all over the world whose articles make it easier to learn about agriculture and food. Declared by the United Nations General Assembly in 1993, the day recognizes that free and responsible journalism is key to good governance, democracy, and justice. A free press is especially important for communicating news about the food system—journalists exposing worldwide famines, highlighting evolving eating trends, and showcasing agricultural practices help citizens form educated voices to fight for change.

While we celebrate World Press Freedom Day, journalists still come under threat: censoring, backlash, and attacks from governments, corporations, and even the public hinder journalists’ quests for the truth. According to Freedom House, only 13 percent of the world’s population enjoyed a free press in 2017—while 45 percent of the population resides in countries in which the press is legally or pragmatically not free. Journalists have even lost their lives on the line of duty. Since 2016, the global low point of press freedom in 13 years, 156 journalists have died finding and telling the world’s news.

Securing the freedom of journalists is one way we can ensure the public can access the information that inspires change in the food system and beyond.

To honor the journalists highlighting changes in practice, policy, and trends in the food system, Food Tank is recognizing 20 journalists we appreciate for their contributions to a more well-informed world: Nastasha Alli, Uzmi Athar, Allison Aubrey, Helena Bottemiller Evich, Tim Carman, Serena Maria Daniels, Gloria Dickie, Vince Dixon, Samuel Fromartz, Heather Haddon, Jonathan Kauffman, Musdalafa Lyaga, Julia Moskin, Ruth Oniang’o, Tom Philpott, Tejal Rao, Gregg Segal, Mayukh Sen, and Mari Uyehara.


BİYODİZEL KENYALI ÇİFTÇİLER İÇİN YENİ BİR SEÇENEK OLABİLİR...

Son yıllar özellikle Kenyalı çiftçiler çok zor geçti. Ülke, art arda üç yıl ortalamanın altında yağışların yarattığı sıkıntılara katlanmak zorunda kaldı. Geçtiğimiz yıl, hükümet, ülkenin 47 ilçesinden 23'ünde bir ulusal ve acil kuraklık durumu ilan etti.

Bunlardan 13'ü bu yıl şu ana kadar kuraklığı tüm zorlukları yaşamaya devam ediyor. Bu düzensiz yağış rejimi, ülkede yaklaşık 3 milyon insanın gıda güvenliği sorunu yaşıyor olmasının da ana sebebi oldu.

Sulama sistemleri daha istikrarlı bir su kaynağı sağlanmasına yardımcı olabilirken, şu anda Kenya topraklarının yalnızca yüzde altı ila sekizini kapsıyor. Yine de bazı çiftçiler, ezilmiş pamuk tohumlarından üretilen biyodizel gibi yeni bir güç kaynağı aracılığıyla erişim imkanı bulmaya çalışıyor.

Sulama için Biyodizel

Taher Zavery, Kenya'nın merkezinde yarı kurak bir bölge olan Kitui'de bir çırçır fabrikasını işletiyor. Çırçırlama sırasında pamuk balyalarından ayrılan pamuk tohumlarını ezerek biyodizel üretmekte. Özellikle biyodizel için (Afrika'daki tarımsal biyodizel projeleri için olduğu gibi) yetiştirmek yerine atık kullanmakla, gıda kıtlığı sorununa artırmadan çok fazla yakıt üretmeyi başardı. Bugüne kadar, USAID hibesinin katkılarıyla yakındaki pamuk ve gıda üreten çiftçilere 105 biyodizel yakıtlı su pompası için kredi sağladı.

Bu proje, çiftçilerin düzensiz hava koşullarında bile gelirlerinin artmasına yardımcı oldu. Abel Mutie, 20 dönümlük bir arazi üzerinde Kitui'den 12 mil uzakta yaşıyor. Maaşını, yerel ilkokulda öğretmen olarak, kendi çiftliğinden elde ettiği gelirle tamamlıyor. Daha önce benzin bazlı bir su pompası kullanmak zorundaydı ama şimdi biyodizel bazlı pompa ona birçok avantajlar sunmaya başladı.

Öncelikle Mutie biyodizel pompasını günde 12 saat çalıştırıyor. Oysa benzin pompasına yaklaşık beş saatlik kullanımdan sonra en az bir saat ara vermesi gerekiyordu. Üstelik kullanımı daha az maliyetli. Ortalama bir günde, altı litre benzinin aksine üç litre biyodizel kullanıyor. Biyodizel, litrede benzine göre yaklaşık 0,20 dolar daha ucuz.

En önemlisi, biyodizel pompası Mutie'nin soğan yetiştirmeye başlamasını sağlayabilecek daha büyük bir araziyi sulayabiliyor. Öyle ki geçen yıl yaklaşık 20 ton soğan hasadıyla yine yaklaşık 4 bin dolar kazandı. Aşağı yukarı 340 dolara mal olan biyodizel pompasının borcunu ödeyebildi ve paranın geri kalanını daha fazla gübre satın almak, çocuklarına okul harçlarını ödemek ve ailesinin bir sonraki muhtemel düzensiz hava şartlarını dengeleyebilmek maksadıyla için tasarruf edebilmesine yardımcı oldu.


fi-compass, GENÇ ÇİFTÇİLER VE KIRSAL KALKINMAYA DESTEK VERİYOR...

Genç çiftçilere yönelik finansal araçlar, kırsal altyapı ve diğer tarımsal gıda yatırımları, 2019'da fi-compass ile üye devletler ve Avrupa Komisyonu tarafından geliştirilen en önemli konular arasında yer alıyor. Bu Kırsal Kalkınma için Avrupa Tarım Fonu (EAFRD)'daki faaliyetleri ve kırsal alanda Avrupa genelinde EAFRD finansal enstrümanları konusundaki bilgi birikimini ve deneyimlerini paylaşan olayları ve çalışmaları içeriyor.

Bu yıl ilk EAFRD etkinliği Şubat ayında gerçekleşti ve kırsal altyapı için yatırım fırsatlarına odaklandı. EAFRD yönetim otoritelerinden, finansal aracılardan ve benzeri paydaşlardan yaklaşık 60 delegenin katılımıyla çeken bu seminer, Kırsal Kalkınma Programları (RDP) içindeki sürdürülebilir altyapı yatırımlarını destekleyen fonları döndürme potansiyeli hakkında farkındalık yarattı.

Uzman konuşmacılar, kırsal altyapı için finansman boşluklarını açıklayan bir dizi faydalı bilgi, ayrıca motivasyonel vaka çalışması örnekleri ve etkin RDP finansal enstrümanlarının oluşturulmasında yer alan pratik hususları sundu.

Bu etkinlikle ilgili tüm sunumlar fi-compass web sitesinde yayınlanmaya başlandı. Söz konusu kaynaklar önceki EAFRD etkinliğinden geçen yıl düzenlenen altyapı finansal araçları hakkındaki tamamlayıcı materyale ciddi katkılar da bulunuyor. Bu önemli konuyla ilgili ilk bir fi-compass çalışmasının yakın gelecekte yayınlanacak olmasından kaynaklanıyor.

'Kırsal, tarımsal ve ormancılık altyapısını finanse etmek' başlıklı çalışma, tasarruf sağlayan ve/veya su, enerji, atık, ormancılık, bağlantı ve yerel hizmetlerde kâr sağlayan yatırımlar için finansal araç seçeneklerini inceleyecek...


ULUSLARARASI GIDA ETKİNLİKLERİ MAYIS 2019...


Prof. Dr. M. Hikmet BOYACIOĞLU
Freelance Consultant, Cereal Science Associate Editor,
Cereal Chemistry Correspondent, World Grain Contributing Editor, Baking & Snack mhboyaci@gmail.com @ProfBoyacioglu

2019 MAYIS

15 – 18 Mayıs: Ekoloji İzmir Fuarı.

Fuar İzmir, Gaziemir Uluslararası Fuar Alanı. İzmir.
Bilgi için: Süleyman Demir, Satış & Pazarlama.
İZFAŞ. Tel: (232) 497 1297, Faks: (232) 497 1022,
E. Mail: suleyman.demir@izmirfair.com.tr,
Web: http://ekolojiizmir.izfas.com.tr

16 – 18 Mayıs: “Biofach China”. Şanghay, Çin.

Çin Organik Ürünler Lider Fuarı.
Bilgi için: M. Atila Özal, Feustel Fairs & Travel.
Kemeraltı Cad. No: 27 Kitapçıbaşı İş Merkezi
Kat: 4, 34425 Karaköy, İstanbul.
Tel: (212) 245 9600, Faks: (212) 245 9605,
E. Mail: info@biofach-world.com, info@feustelfairs.com.tr,
Web: www.biofach-china.com, www.feustelfairs.com.tr

30 Mayıs - 2 Haziran: “36th A.I.B.I. Congress”. Manchester, İngiltere.

Uluslararası Endüstriyel Fırıncılar Birliği, AIBI 36. Kongresi.
Bilgi için: Mrs. Susanne Döring, Secretary General.
AIBI – International Association of Plant Bakers – aisbl.
Grand Place 10, B-1000 Brüksel, Belçika. Tel: 0032-2-361 1900,
Faks: 0032-2-381 1800, E. Mail: sd@aibi.eu, Web: www.aibi.eu







WHAT IS fi-compass?

fi-compass is a platform for advisory services on financial instruments under the European Structural and Investment Funds (ESIF).

fi-compass is provided by the European Commission in partnership with the European Investment Bank.

fi-compass is designed to support ESIF managing authorities and other interested parties, by providing practical know-how and learning tools on financial instruments. These include ‘how-to’ manuals, factsheets and case study publications, as well as face-to-face training seminars, networking events, and video information.

ESIF financial instruments

Financial instruments co-funded by ESIF can be an efficient way to invest in growth and development across the European Union. They can be set up by Member States and regions to invest ESIF resources through financial products such as loans, guarantees, equity and other risk-bearing mechanisms that support projects on the ground.

fi-compass offers general information, practical tools and learning opportunities that guide you step-by-step through the life cycle of ESIF financial instruments. Specific advice is offered also on the use of financial instruments under each of the ESI Funds.

So if you are a managing authority, a financial intermediary or any other party interested in learning more about the practical features of ESIF financial instruments you can find the information you are searching for here...


KÜRESEL ISINMADA İNEKLERİN PAYI ARTIYOR MU?

Dana eti tüketimi ve iklim değişikliği ilişkisi dünya genelinde daha fazla gündeme gelmeye başladı. Küresel medya haberlerinde bu konuya ilişkin haberlere sıklıkla rastlamaya başladık.

Tüm dünyada ineklerin çıkardığı yoğun metan gazı, otomobil ve uçaklardan çıkan gazlarla karşılaştırılmaya başlandı. Oysa gerçekte ineklerin geğirmesi ile fosil yakıtların küresel ısınmadaki payı aynı değil. Kamuoyunda, hemen birçok konuda gördüğümüz gibi, burada da kutuplaşmak çok kolay ve zaten böyle de yapılıyor.

Hayvansal kökenli gıdaların besleyici özelliği vardır ve daha çok gelişmekte olan ülkelerde hayvansal gıdaların tüketimi önem taşır. Fakat aynı zamanda kaynakların kullanımı açısından yetersiz olduklarını da söyleyebiliriz. Yanı sıra küresel bakımdan dana eti üretiminin arttığını ve bu süreçte yeni meralar için de ormanların azaltılmakta olduğunu gözlemliyoruz. Diğer yandan insanlar daha çok bitkisel kaynaklı gıda tüketmek istediğini söylerken, et tüketimi de artış göstermeye devam ediyor.

Aslında yukarıdaki ifadeler birbiriyle çelişkili gibi görünüyor. Evet bu doğrudur, bu küresel sorunda ciddi çelişkiler olduğunu biliyoruz. Sonuç olarak et tüketimi ile sürdürülebilirlik arasında başlayan tartışmalar artarak devam edecek gibi gözüküyor. Çok karmaşık ve çelişkili bir küresel konu ile karşı karşıyayız!



DISAPPEARED RAINFORESTS SIZE BELGIUM!

The tropics lost 12 million hectares of tree cover in 2018, the fourth-highest annual loss since record-keeping began in 2001. Of greatest concern is the disappearance of 3.6 million hectares of primary rainforest, an area the size of Belgium. The figures come from updated data from the University of Maryland, released today on Global Forest Watch.

Old growth, or “primary” tropical rainforests, are a crucially important forest ecosystem, containing trees that can be hundreds or even thousands of years old. They store more carbon than other forests and are irreplaceable when it comes to sustaining biodiversity. Primary rainforests provide habitat for animals ranging from orangutans and mountain gorillas to jaguars and tigers. Once these forests are cut down, they may never return to their original state.

For the first time, new data on the location of primary forests can help distinguish loss of these important forests from other tree cover loss (read more about the data here). The data reveals that despite a growing number of zero-deforestation commitments from governments and companies, primary rainforest loss hit record highs in 2016 and 2017 due to fires and remained above historical levels in 2018.


NİJERYA'DA NÜFUS İLE BİRLİKTE AŞIRI YOKSULLUK DA ARTIYOR!

Ülke nüfusu 201 milyon olan yeni bir yükselişe yükselirken, daha fazla Nijeryalı ekonomik büyümenin yüzde 0,63 oranında artmasıyla aşırı yoksulluk içine girecek.

Federal hükümet ise, nüfus artışını kontrol etme konusunda planlarının olmadığını söylüyor.

Ulusal İstatistik Bürosu'na göre, NBS, Nijerya'nın Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYİH) ile ölçülen ekonomisi 2018'de yüzde 1,93 oranında büyüdü. Bu, nüfus artışındaki yüzde 2,6'dan düşük 0,63 puan konumunda.

Demografik açıdan ele alındığında, her bir dakikada 6 Nijeryalı'nın aşırı yoksulluğa düştüğü ülke dünyanın yoksulluk merkezi olarak ortaya çıkıyor.

2018 Mayıs ayı sonunda yapılan hesaplamalarda, uluslararası kuruluşlara göre, Nijerya'da 73 milyon kişi aşırı yoksullukta içinde yaşarken, Hindistan'da bu rakam 87 milyon kişi. Dahası, Nijerya'daki aşırı yoksulluk her dakika altı kişi artarken, Hindistan'daki yoksulluk azalmaya devam ediyor.

Uluslararası uzmanlar, Nijerya'da nüfus artışı oranı ekonomik büyüme oranının üzerinde kaldığı sürece söz konusu olumsuz tablonun sürüp gideceğini ifade ediyor.



01 Mayıs 2019


GIDA İSRAFI EN ÇOK HANGİ BÖLGELERDE YAPILIYOR?

Dünya her yıl 1,3 milyar tondan fazla gıda israfı yapıyor. Gezegenin 1 milyar aç insanına ABD ve Avrupa'da harcanan yiyeceklerin dörtte birinden daha azında beslenebilir.

Yakın tarihli bir raporda, Dünya Ekonomik Forumu gıda atıklarını 20 milyon tona düşürmeyi, 2030 yılına kadar küresel gıda sistemlerinin dönüştürülmesine yardımcı olabilecek 12 önlemden biri olarak tanımladı.


FAO DESIGNED PROJECT IN PARAGUAY AIMED AT DEFORESTATION...

12 April, 2019, Rome - The Green Climate Fund (GCF), the main global fund to finance actions to address climate change, will allocate more than $25 million to a FAO-designed project in Paraguay aimed at combating deforestation, hunger and poverty, and building the climate-change resilience of local populations.

The funding agreement was signed today by FAO Assistant Director-General for Programme Support and Technical Cooperation, Roberto Ridolfi, and the Deputy Director of GCF's Division of Mitigation and Adaptation, Andreas Biermann, at FAO headquarters in Rome.

"This is a very important step in the growing partnership between FAO and the GCF. PROEZA is the first fully-fledged Project funded by GCF. FAO will work with the Government of Paraguay and GCF to respond to adverse effects of climate change by investing in low-emission and climate-resilient development," said Ridolfi. "The project targets the most vulnerable households through addressing poverty, deforestation and energy access promoting a holistic landscape approach to ensure climate change resilience in target areas."

"GCF is proud to support PROEZA, a project which will enhance the resilience to climate change of the most vulnerable in Paraguay and enable them to mitigate greenhouse gas emissions by afforestation while at the same time improving their economic situation," said Biermann.


KÜRESEL GIDA PAZARINDA EKO-ETİKETLERİN AĞIRLIĞI ARTIYOR...

Gıda pazarında “eko-etiketler”in ağırlığı artıyor. Bu kendilerine bir üstünlük sağlayan özelliğe sahip etiketlerin sayısı sadece ABD’de 203'ü buldu. İş Etiği Dergisi'nde 2014 yılında yapılan bir araştırmaya göre “yeşil” ürünlere olan talebin artmasından ilham alan bu etiketler, tüketicileri hayvan refahından gıdaların kimyasal madde, GDO'lar, ormanlara zarar vermeden yetiştiricilik yapılması veya kuşlara zarar verilmemesine kadar her konuda uyarıyor.

Amerikalı tüketiciler, Güneydoğu Asya, Güney Amerika veya Afrika'daki muz ve kahve üreticilerinin ve toplulukların refahını sağlayan adil ticaret etiketine erişebiliyor. Ancak çok az sayıda etiket burada yani ABD'deki gıda işçileri için böyle bir talepte  bulunuyor.

Bu eğilimi destekleyen organizasyonlardan biri, Gainesville, Florida’daki kâr amacı gütmeyen Tarımsal Adalet Projesi’dir (AJP). AJP, 2011'den bu yana, Equitational Food Initiative veya Fair Trade USA (FTUSA), tarladan sofraya tüm gıda zincirinde çalışan işçiler için sertifikalandırma ve etiketleme istiyor.   

Bir çiftliğin ya da gıda ile ilgili diğer bir işletmenin büyüklüğünden bağımsız olarak, AJP'nin Gıda Adalet Sertifika Programı, bir işverenin işçinin iş gücü, sakatlık, işsizlik sigortası, sosyal güvenlik, ücretsiz hastalık izni, doğum / babalık izni, “güvenli olmasını sağlayacak kapsamlı şartlar” sunmasını gerektiriyor. Çalışma şartları göçmen ve mevsimlik işçiler için bile, çevre standartlarına ek olarak, hepsinin ABD Tarım Bakanlığı (USDA) tarafından gözetilmesi talep ediliyor.


AVUSTRALYA'DA KURAKLIĞA DAYANIKLI NOHUT YETİŞTİRİLECEK...

Uluslararası Yarı Çorak Bitki Tropikleri Araştırma Enstitüsü (ICRISAT) tarafından yürütülen ve Batı Avustralya Üniversitesi'nden (UWA) bir grup bilim insanını da kapsayan küresel araştırmada, kuraklık ve ısıya dayanıklı nohutları geliştirmek için kullanılabilecek genleri tanımlandı.

Keşif, temel bir çözüm olarak görülen nohutlarla küresel yetersiz beslenmenin önemli etkilerini taşıyor.

Nohut, en çok üretilen üçüncü baklagil, ancak kuraklık ve artan sıcaklıkların (ısı stresi), küresel nohut veriminin yüzde 70'inden daha fazla kaybına sebep olduğu tahmin ediliyor. Araştırma bulgularının daha dayanıklı nohut yetiştirme kabiliyetine yol açacağı beklentiler arasında.

Lider araştırmacı Profesör Rajeev Varshney, Araştırma Programı Direktörü, araştırma ekibinin, ürünün tolere edilmesine yardımcı olabilecek REN1, β-1, 3-glukanaz ve REF6 gibi genleri tanımladığını söyledi.

Çalışma ayrıca, Afganistan yoluyla Hindistan'a geldiklerini ve 200 yıl sonra birincil menşe kaynağına geri döndüklerini doğrulayarak nohutun kökenlerini de haritaladı.

Profesör Varshney, "Çalışmamız ikincil çeşitlilik merkezi olarak Etiyopya'yı gösteriyor ve Akdeniz / Verimli Hilal'den Orta Asya'ya ve Orta Asya'dan Doğu Afrika'ya (Etiyopya) ve Güney Asya'ya (Hindistan) paralel bir göç rotası çiziyor." dedi. Bulgular, ürünün genetik çeşitliliği, kültüre alınması ve agronomik özellikleri hakkında fikir veriyor.

UWA Tarım Enstitüsü'nden Profesör Kadambot Siddique, UWA’nın tarım ve gezegenin geleceği için önemli uygulamaları olan küresel araştırma çabalarının bir parçası olmaktan mutluluk duyduğunu söyledi.

Siddique, "Bu ciddi bir gelişme. Geleceğe yönelik gıda güvenliği ve sürdürülebilirliği sağlamak son derece önem taşıyor ve bu çalışmanın sonuçları Avustralya ve dünyadaki nohut yetiştiricilerinin, verim, kuraklık ve ısı stres toleransı iyileştirilmiş, iklime hazır nohut çeşitlerini geliştirmelerine yardımcı olacak. Ayrıca bu değerli çalışma, son on yılda UWA ve ICRISAT arasındaki olağanüstü işbirliği ve dünyadaki diğer 19 uluslararası bilimsel kurumun katkıları ile mümkün oldu" diye konuştu.




AGRICULTURAL INDUSTRIAL ZONES TO BOOST AEGEAN EXPORTS...

Press release...

Agricultural Organized Industial Zones (OIZ) and agricultural products exports in the Aegean Region will increase by 1 billion dollars...

Agriculture OIZ doping for agricultural products...

Agricultural Specialized Organized Industrial Zones will be established in the Aegean region of Turkey. The export of agricultural products in the Aegean region is expected to increase to $ 1 billion.

Agriculture Specialized OIZs Entrepreneur Committee Member and Aegean Fresh Fruit and Vegetable Exporters Association Chairman Hayrettin Uçak said that Turkey's agricultural products are carried out in the Aegean region of 22 percent of exports.

Coming together with the Izmir economy press in Seferihisar, Uçak also added OIZs will be established in Dikili on the basis of geothermal greenhouses, livestock farming in Tire and agriculture in Menderes and in Dikili. "Here we will produce and export value-added products, not only tomatoes, but also strawberries, peaches, apricots, nectars, plum, etc. These OIZs will give a new impetus to export of agricultural products" he explained.


ABD TARIM BAKANI SONNY PERDUE: İLETİŞİMDE ÇIĞIR AÇACAĞIZ



Basın bülteni...

WASHINGTON, 30 Nisan 2019 -

ABD Tarım Bakanı Sonny Perdue, iletişimde yeni bir çığır açacak rapor açıkladı.

Kırsal Geniş Bant Altyapısı ve Yeni Nesil Hassas Tarım Teknolojileri Üzerine Görüşler Raporu...

Bu yeni uygulamayı içeren Rapor hem genişbant e-bağlanabilirlik hem de Yeni Nesil Hassas Tarım Teknolojisinin ABD’deki çiftlikler ve tesislerde konuşlandırılmasının her yıl en az 47 milyar dolarlık ulusal ekonomik faydaya yol açabileceğini ortaya koyuyor.

Bakan Perdue, “Genişbant ve Yeni Nesil Hassas Tarım, Amerika’nın çiftçileri, çiftçileri, ormancıları ve üreticileri için dünya standartlarında kaynaklara, araçlara ve fırsata hayati erişim yaratmada kritik bileşenler olacak” dedi.

Perdue, “Başkan Trump’ın önderliğinde ABD Tarım Bakanlığı (USDA), gelecek nesil hassas tarım teknolojilerinin gelişmesine ve genişlemesine olanak tanıyacak olan ülke çapında genişbant bağlantısının önünü açmak için üzerine düşeni yapmaya devam edecek” diye konuştu.


AVRUPA YATIRIM BANKASINDAN TARIMA 2 MİLYAR EURO DESTEK...

AB bankası olan Avrupa Yatırım Bankası (EIB) geçtiğimiz günlerde tarım ve biyoekonomi için yaklaşık 1 milyar Euro tutarında bir kredi paketinin başlatıldığını duyurdu. Tutar, uygulayıcı finansal kuruluşlar tarafından karşılanacak ve böylece sektördeki şirketler için 2 milyar euroya yakın uzun vadeli finansmanı harekete geçirilmiş olacak.

Duyuru, 29 Nisan 2019 tarihinde Brüksel'de gerçekleşen "Genç Çiftçilerin Finansman İhtiyaçları"nın ele alındığı fi-compass konferansında yapıldı.

Bu pakette, tarımsal küçük ve orta ölçekli işletmeler için 700 milyon euroluk bir program kredisi yerel bankalar ve AB genelinde faaliyet gösteren leasing şirketleri tarafından yönetilecek. Ayrıca 41 yaş altındaki çiftçiler için en az 10'luk bir pencere (pay) içerecek. Program genç çiftçilerin rekabetçi finansman şartlarından faydalanmasını sağlayacak ve 15 yıla kadar daha uzun ödeme dönemini kapsayabilecek.

Avrupa Yatırım Bankası (AYB) tarafından desteklenen en büyük tarımsal finansman girişimlerinden biri konumunda olan program iki pilot krediyle desteklenecek. Yalnızca genç çiftçiler için 75 milyon euro kredi ile tarım ve iklim çalışmaları için 200 milyon euro kredi.

Bu AYB girişimi, algılanan sektörel riskin yüksek olmasından dolayı uzun zamandır bankacılık sistemi tarafından ihmal edilen tarım sektörü için yatırım ölçeklerinin artırılmasını amaçlıyor.


KANADA BUĞDAY ÜRETİMİNDE ARTIŞ BEKLENİYOR...

Kanada İstatistik Bürosunun, 1 Mart - 31 Mart tarihleri ​​arasında yapılan üretici anketlerine dayanarak yayınladığı raporda üretim yönelik tahminler büyük ölçüde beklendiği gibi oldu. Bu araştırmanın sonuçları göz önüne alındığında, güneydoğu Praires genelinde devam eden kuraklık, pazara giriş sorunları ile birlikte üreticilerin daha az risk yaratan üretime doğru yöneldiğini gösteriyor. Üreticiler kanola, soya fasulyesi, mercimek ve makarnalık buğday gibi mahsullerden bahar buğdayı, yulaf, arpa ve mısır gibi tahıllara, yanı sıra kuru bezelye ve keten üretimine geçiş yapıyolar.

Kanada'nın ilkbahar buğdayı alanının yüzde 12 artarak 80 milyon dekara ulaşması, 2001'den bu yana görülen en büyük baharlık buğday ekim alanını oluşturuyor. Bu gelişme 2018 yılına göre 8 milyon dekardan fazla bir değişikliğe işaret ediyor. Söz konusu artışın yarısı Saskatchewan bölgesinde gerçekleşmiş durumda.

Kanada tarım ve gıda sektörünün 2019-20 arz ve talep tahminleri dikkate alındığında, ülkenin buğday üretiminde (durum hariç), artış beklenmektedir. 


LIMAGRAIN, İNGİLTERE TİCARET BÖLGESİ MÜDÜRLÜĞÜNE YENİ ATAMA YAPTI...

Bitki ıslahçısı Limagrain, merkezi Lincolnshire Rothwell'de bulunan İngiltere Ticaret Bölgesi Müdürlüğüne Jonathan Tann'ı atadı.

Dünyanın dördüncü en büyük damızlık ve tohumluk pazarlama şirketi olan Limagrain, tarımsal ve bahçecilik tohumlarında ve tahıl ürünlerinde uzmanlaşmıştır.

Yıllık cirosu 2.5 milyar Euro'dan fazla olan Limagrain 10.000 kişiyi istihdam ediyor.

Tarımda önemli bir geçmişi olan Jonathan Tann, Leeds Üniversitesi ziraat fakültesi mezunu. Tann, aynı zamanda Monsanto ve BASF gibi küresel şirketlerde teknik ve ticari faaliyetler geniş bir deneyime sahip.

Tann, BASF’de geçirdiği süre boyunca Avrupa Tahıllar Pazarlama ekibiyle çalıştı, İskandinav ve Baltık Bölgesi Ülke Müdürü ve daha yakın zamanda BASF’nin İngiltere Satış Müdürü olarak görev yaptı.

Jonathan Tann, “İngiltere tarımı hem teknik hem de politik olarak devrimci bir dönemden geçiyor. Temel zorlukları düzenleyen düzenleme ve direnişle birlikte, aynı zamanda bu, genetik çözümler için heyecan verici bir fırsat sunmakta" diyor.

30 Nisan 2019

OXFAM, 10 KÜRESEL ŞİRKET KAMPANYASI BAŞLATTI...

Tüketiciler gittikçe artan bir şekilde satın aldıkları yiyecek ve içecek markalarının küresel gıda tedarik zincirlerindeki küçük ölçekli çiftçilerin hakkı dahil olmak üzere sosyal ve çevresel açıdan iyi olup olmadığını bilmek istemektedir. Oxfam, en büyük on küresel yiyecek ve içecek şirketinin iş yapma şeklini değiştirmek amacıyla Şubat 2013'te uluslararası “Markaların Arkasında (BtB)” kampanyasını başlattı. Şimdi, Oxfam, IFAD'ın desteğiyle, bu şirketlerin yeni sürdürülebilirlik taahhütlerini nasıl uyguladıklarına odaklanıyor.

BtB şirketleri, küresel gıda sistemimizde son derece etkili oyunculardır. Politikaları, tarım ürünlerinin nasıl üretildiğini, sömürü ve ormansızlaştırmanın ücretsiz olup olmadığını ve küçük ölçekli gıda üreticilerine fayda sağladığını veya bunun yerine artan adaletsizliğe ve insanın acı çekmesine katkıda bulunup bulunmadığını etkiler. BtB kampanyasının temelleri şirket puan kartıydı. Oxfam, on şirketi şeffaflık, kadın, tarım işçileri, küçük ölçekli çiftçiler, toprak, su ve iklim konusundaki politikalarının gücüne göre sıraladı.

Kampanya sonucunda bazı şirketler kayda değer taahhütler verdi. Örneğin, Mars, Mondelez ve Nestlé, kakao tedarik zincirlerinde kadın çiftçileri güçlendirmeyi taahhüt etti. Nestlé, değerlendirme önerilerini uygulamak için zamana bağlı bir eylem planı ile Fildişi Sahili'nde sağlam bir cinsiyet etki değerlendirmesi yaptı. Tarihsel olarak kadın kakao çiftçileri üzerindeki etkilerin ele alınmasına gelince geride kalan Mars, şimdilerde proaktif bir kadın hakları gündemini uygulamak için kaynak sağladıkları kakao topluluklarıyla birlikte çalışıyor. Coca-Cola Şirketi, Land Grabs politikasına Sıfır Toleransı veren ilk şirketti; PepsiCo, Nestlé, Unilever ve Associated British Foods’ın yan kuruluşu Illovo Sugar Africa’nın ardından General Mills ve Kelloggs, tarımsal tedarik zincirleri dahil olmak üzere bilime dayalı iklim emisyonlarını azaltma ve tedarik zincirindeki çiftçiler arasında adaptasyon ve esnekliği geliştirme taahhüdünde bulundu. Kellogg ve General Mills, tarım kaynaklı tedarik zinciri emisyonları da dahil olmak üzere sera gazı emisyonlarını azaltmak için bilime dayalı hedefler belirlemeyi taahhüt ederek, markaların arkasındaki 238.000'den fazla eylemin doğrudan teşvik ettiği taahhüdünü vererek sektöre öncülük etme sözü verdi.

Şimdi zorluk, çiftçilere, işçilere ve topluluklara fayda sağlamak için bu taahhütleri uygulamaktır.


İNGİLTERE 7 MİLYON TON GIDAYI ÇÖPE ATIYOR!

Gıda israfı tüm dünyada önemli bir sorun. İngiltere’de her yıl, sadece evlerden 7 milyon ton yiyecek ve içecek çöpe atılarak israf ediliyor. Kalan yemeklerinizi dondurup tüketeceğiniz zaman ısıtarak israfı azaltabilirsiniz.

Gıda Standartları Kurumu (FSA) tarafından yürütülen bir araştırmaya göre, gıdaları dondurma ve buzdolabına koyma konusundaki yanlış fikirler nedeniyle çok fazla gıda çöpe gidiyor. Araştırma kapsamında görüşülen tüketiciler, satın alınan gıdaların yalnızca satın alındığı gün dondurulması gerektiğine, etin pişme sonrasında dondurulmaması gerektiğine ve bazı gıdaların buzluğa koyulduktan sonra tüketim için güvenli olmadığına inandığını aktardı.

Birleşik Krallık’ın gıda güvenliği ve gıda hijyeninden sorumlu kuruluşu olan Gıda Standartları Kurumu, her yıl evlerden atılan gıda ve içecek miktarının 7 milyon ton olduğunu söyledi.

İngiltere’de bir hane halkı, her hafta 6 öğüne denk gelen miktarda yemeği çöpe atıyor. Bu hem kişisel bütçeye hem de çevreye zarar veriyor.

Birçok insan ekmek, meyve, sebze ve kalan öğünleri çöpe atıyor. Teknolojik cihazlardaki pause (durakla) tuşu gibi işlev gören dondurma işlemi, gezegeni korumak için yapılabilecek şeylerden yalnızca bir tanesi.

Ancak gıdaların dondurucuya atılması ve ısıtılması, buzdolabına koyulan gıdaların mikrodalgada ısıtılması kadar basit bir iş değil. Kalan gıdaların dondurulması ve ısıtılması, bilinçli bir şekilde yapılmalı.

Dondurucunuzu azami şekilde kullanmak ve gıdaların nasıl doğru şekilde saklanacağını öğrenmek, gıdaların tadını korumasını ve çok daha uzun süre dayanmasını sağlayacak.

Gıdaların güvenli bir şekilde tekrar ısıtılması

Gıdaları tekrar ısıtmak iyi bir fikir. Ancak hiçbir şeye dikkat etmeden, yalnızca yemeği mikrodalgaya atmak yeterli değil. Yemeğinizin bozulmaması için hazırlık aşamalarının tamamında özen göstermek ve belli detaylara dikkat etmek gerekiyor.


2019 YILINDA SORGUM ALANLARINDA GÜÇLÜ BİR BÜYÜME BEKLENİYOR...

2019 yılında sorgum alanlarında güçlü bir büyüme bekleniyor: Avrupa’da +%5-10, İran’da +%40


İtalya ve İspanya’da öngörülen alan artışları küçüktür. Tohum talebinin (özellikle erkenci çeşitler) yüksek olduğu Başta Orta-Batı bölgesi olmak üzere, alanların en belirgin şekilde artacağı ülke Fransa’dır (yaklaşık + %10). Macaristan, Romanya ve Bulgaristan’da öngörülen artış %+5 ile +10 arasındadır. Daha doğuda, Ukrayna ve Rusya’da da öngörülen artış +%10’dur. Avrupa’nın tamamında öngörülen toplam yüzey artışı 25 000 hektardır. İran’da ise 65000 hektarlık bir alanın ekilmesiyle %40’tan fazla bir artış beklenmektedir.

Çeşitli bilgiler:

– 
İklim: 2019 ilkbaharına da uzanan, 2018 yaz ve sonbahar kuraklığı çiftçileri sorgum gibi az su isteyen ekinlere yönelmeye itmiştir. Ayrıca Macaristan veya Romanya gibi bazı ülkelerde büyük miktarda kolza ve buğday kuraklık nedeniyle sonbaharda ekilememiş olup yazlık ekinler için alanlar boş kalmıştır. Buna karşın İran ekinlerin sulanması için su kaynaklarını yeniden dolduran yoğun yağışlar almıştır. Sorgum su kaynağın en etkili şekilde kullanılmasını sağlayan bir ekin olarak önem kazanmaktadır.

– 2018 verimleri: geçen yıl tüm Avrupa ülkelerinde sorgum verimi “iyi” ile “çok iyi” arasında olmuştur, bu da çiftçileri bu ürünü ekmek için cesaretlendirmektedir

– Çeşit arzı: Avrupalı ıslahçılar tarafından sunulan genetik, hem giderek daha verimli hem de özellikle özel ihtiyaçlara cevap veren erkenci çeşitlerle birlikte pazarın ihtiyaçlarına daha da iyi karşılamaktadır (döngü sonunda hızlı kuruma, yüksek verim, kuraklığa karşı tolerans).


– Münavebenin uzatılması: sorgum çiftçilerin ekim nöbetini uzatabilmesini sağlamaktadır, bu şekilde zararlı ot ve hastalıkların döngüsü kırılarak hem etkin hem de Avrupa Birliği gereksinimlerine uygun bir mücadele yöntemi teşkil edilmiş olur.

Tohumların çoğaltılması üzerinde hissedilen etki

Avrupa’daki alanların artışı, Avrupalı tohumcuların çoğaltım planlarını da etkilemiştir. Böylelikle, 2019 yılında Avrupalı ıslahçılar çoğaltma alanlarının artacağını öngörmüştür. Fransa’da 520 hektar (+%44), Macaristan’da 350 hektar (+%212), İspanya’da 90 hektar (+%6) ve İtalya’da 85 hektar (+%63) oranında bir çoğalma öngörülmektedir.


EN ÇOK GIDA ÜRETİMİ YAPAN DÖRT ÜLKE!?

Gıda temel bir ekonomik üründür, ancak gerçekte gıda üretiminde iyi olan çok az sayıda ülke vardır. Çoğu tarım ürünü, yalnızca en büyük ülkelerin bolca sahip olduğu çok fazla alana ihtiyaç duyar. Aslında, dünyanın dört hakim gıda üreten ülkesi, toplam coğrafi boyut için ilk beşe giriyor.

Amerika Birleşik Devletleri uzun zamandır gıda pazarlarında süper bir güç olmuştur ve hala dünyanın en büyük gıda ihracatçısıdır. Çin, ABD’den her zaman daha fazla üretmektedir ve bazı yıllarda ise Hindistan, ABD’den daha fazla gıda üretmektedir, ancak Çin ve Hindistan da kendi ürettiklerinin çok daha fazlasını tüketmektedir. Bu, Çin ve Hindistan’ın geniş bir sınırla dünyanın en büyük nüfusuna sahip olması nedeniyle anlamlıdır.

Bu üç ülkenin (ABD, Çin ve Hindistan) her biri bütün Avrupa Birliğinin birlikte ürettiklerinden daha fazla gıda üretiyor. Dördüncü sırada Brezilya; gıda endüstrisi, şeker kamışı, soya fasulyesi ve sığır etine yoğun bir şekilde eğiliyor.

Listede göze çarpan bir şekilde eksik olan ülke, dünyanın en büyük alana ve en büyük dokuzuncu nüfusuna ev sahipliği yapan Rusya. Rusya kısmen kendi sert kuzey ikliminin kurbanı. Rus topraklarının büyük bir yüzdesi ne ekilebilir ne de otlatılabilir durumda. Rusya ayrıca düşük verimli çiftlik geçmişi var.

1. Çin

Kolayca liste başında olan Çin, dünyanın en büyük üreticisi, ithalatçısı ve gıda tüketicisidir. Çin topraklarının çoğu tarım için çok dağlık ya da çok kuraktır, ancak doğu ve güney bölgelerinin zengin toprakları son derece verimlidir. Çin, aynı zamanda 315 milyon işçinin olduğu kadar yüksek tahminlerle dünyanın en büyük gıda işgücüne sahiptir. Bu sayıyı perspektife koymak için ABD, 2019 itibariyle 329 milyon kişiyle dünyanın en kalabalık üçüncü ülkesidir.

Çin; pirinç, buğday, patates, marul, soğan, lahana, yeşil fasulye, brokoli, patlıcan, ıspanak, havuç, salatalık, domates, balkabağı, armut, üzüm, elma, şeftali, erik, karpuz, koyun sütü, tavuk, domuz, koyun, keçi, yer fıstığı, yumurta, balık ve bal gibi etkileyici bir gıda listesinin en üretken üreticisidir.

2. Hindistan

Toplam kalori içeriği bakımından, Hindistan dünyanın en büyük ikinci gıda üreticisidir. Bunun yerine tarımsal üretimin toplam değeri ile ölçüldüğünde, Hindistan dördüncü sıraya düşer ve Çin'in toplam üretiminin yarısından daha azını üretir. Hindistan'daki çiftlik üretkenliği de Çin, ABD veya Brezilya'dan çok daha düşüktür.

Hindistan'ın başka bir sorunu var: Vatandaşlarının çoğu ürettiği yemeği satın almak için çok fakir. Hindistan ekonomisinin ortaya çıkmasıyla birlikte bu yüzyılda büyük adımlar atılmıştır, ancak birçok uzman Hint nüfusunun daha da hızlı bir şekilde büyüdüğünden endişe duyuyor. Çok yüksek doğum oranlarına sahip olan 2019 itibariyle 1,37 milyar kişiyle, Hindistan'ın dünyanın en büyük nüfusuna Çin’i gölgede bırakması bekleniyor.

3. Amerika Birleşik Devletleri

Hiçbir ülke, ABD kadar verimli gıda üretmiyor. Çin'den önemli ölçüde daha küçük bir işgücüne sahip olmasına rağmen, ABD'deki toplam tarımsal ürün neredeyse daha yüksektir. Gıda üretimi ülkenin çoğuna yayılmış, ancak en büyük gıda üreten eyalatler arasında Kaliforniya, Iowa, Teksas, Nebraska ve Illinois bulunmaktadır.

Amerikan şirketleri gıda ihracat pazarına hâkim. İkinci sıradaki Hollanda, ABD'den% 35 daha az ihracat yapıyor ve uluslararası ürün bakımından 10. sıradaki Çin'e daha yakın. ABD, gittikçe artan verimli bir tarım sektörü sayesinde uzun zamandır dünyanın en büyük gıda ihracatçısı olmuştur. Aslında, ABD'deki toplam gıda üretimi savaş sonrası dönemde iki kattan fazla artmıştır.

4. Brezilya

Brezilya ekonomisi, bir Avrupa kolonisi olduğu zamanlardan, tarih boyunca tarıma, özellikle de şeker kamışına odaklanmıştı. Brezilya'nın en az % 31'i, çoğunlukla kahve, şeker kamışı, soya fasulyesi ve mısır üretmek için ekim alanı olarak kullanılır. Brezilya, sıcak, meyve dostu iklimi sayesinde büyük bir portakal, ananas, papaya ve hindistancevizi üreticisidir. Ülke ayrıca toplam sığır eti üretiminde ikinci sırada (ABD'den sonra) yer alır.

ABD ve Hindistan sıralamayı değiştirebilirken, Brezilya üretimin nasıl ölçüldüğüne bağlı olarak başka bir ülke ile yer değiştirilebilse de, Çin gıda üretimi ve tüketiminde zirvede kalmaya devam ediyor.

Ruhşan Özdemir Çifci

Gıda Mühendisi



EUROPE'S LARGEST E-EXPORT CONFERENCE TO BE ORGANIZED IN ISTANBUL...

Press release...

Turkey Innovation Week will be held as part of DHL International Conference on E-exports, Turkish exporters with the Allegro of Europe's largest e-commerce site is preparing to bring together.

DHL International E-export Conference, organized by World E-commerce Forum (WORLDEF), is preparing to open its doors on May 3-4, 2019 at Istanbul Congress Center. Turkey Exporters Assembly (TIM) and conference will be held within the framework of Turkey Innovation Week organized with the support of the Ministry of Commerce, will host more than 36 speakers, as well as four thousand participants from 12 countries. In the event, Michal Iwanciwcis Director of Retail, Allegro, Europe's 5th biggest e-commerce marketplace, will be the speaker and the strategies of Turkish exporters to open up to global markets will be discussed.


AVRUPA'NIN EN BÜYÜK E-İHRACAT KONFERANSI İSTANBUL'DA DÜZENLENİYOR...

Basın bülteni...

Türkiye İnovasyon Haftası kapsamında düzenlenecek DHL Uluslararası E-ihracat Konferansı, Avrupa’nın en büyük e-ticaret sitelerinden Allegro ile Türk ihracatçılarını bir araya getirmeye hazırlanıyor.

World E-commerce Forum (WORLDEF) tarafından düzenlenen DHL Uluslararası E-ihracat Konferansı, 3-4 Mayıs 2019 tarihlerinde İstanbul Kongre Merkezi'nde kapılarını açmaya hazırlanıyor. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) ve Ticaret Bakanlığı desteğiyle düzenlenen Türkiye İnovasyon Haftası kapsamında gerçekleştirilecek konferans, 12 ülkeden 36 konuşmacının yanı sıra 4 binden fazla katılımcıyı ağırlayacak. Avrupa’nın en büyük 5. e-ticaret pazaryeri olan Allegro’nun Perakendeden Sorumlu Direktörü Michal Iwanciw’in konuşmacı olarak yer alacağı etkinlikte, Türk ihracatçıların global pazarlara açılma stratejileri ele alınacak.


TURKISH RAISIN EXPORTS REACHED 365 MILLION DOLLARS!

Press release...

Technical Committees have been established to increase the export of dried fruit

Turkey is experiencing a successful season in seedless grapes from traditional export products. The average export price of raisins exceeding $ 2 thousand reached $ 365 million with an increase of 20 percent.

Ege Dry Fruits and Products Exporters' Association Board of Directors Chairman Birol Celep, spoke at the Association's regular financial general assembly in 2018 and said the exports of dried figs decreased by 20 percent to $ 180 million and the exports of dried apricots with a 4 percent decline to $ 193 million were recorded.

61 percent of dried fruit exports from the Aegean Region...

Celep also outlined the dried fruit exports in general, "Dried fruits exports amount based on a 4 percent increase to 510 588 tonnes, worth 8.5 percent increase amounted to 1 billion 388 million $. As Aegean Dried Fruits and Products Exporters Union in 2018, we have carried out more than 61 percent of the total dry fruit exports in whole Turkey."