28 Haziran 2019

RUSYA'NIN TARIMSAL İHRACATI 2018 YILINDA 25.9 MİLYAR DOLAR OLDU...


Rusya’nın tarım ihracatı 25.9 milyar dolara yükseldi...

Rusya'da tarımsal üretim artıyor. Cumhurbaşkanı Vladimir Putin 'e göre, son iki yılda gerçekleşen rekor hasat ülkeye tarımsal ihracat olarak milyarlarca dolar getiriyor.

“2017 yılında tarım ürünleri ihracatı 20 milyar dolardı. Geçen yıl 25.9 milyar dolara ulaştı”dedi. Putin, “Bu tür rakamları daha önce hayal bile edemezdik” diye ekledi.

Rus cumhurbaşkanı, hükümetin desteği ile birlikte, rekabet gücünün artırılması ve altyapının iyileştirilmesinin ihracatı daha da arttırmanın anahtarı olduğunu söyledi. Limanlar ve yollar da dahil olmak üzere altyapının geliştirilmesi için yaklaşık 400 milyar ruble (6 milyar $) tahsis edileceğini ifade etti.

Putin, Rusya’nın uluslararası pazarlardaki tarımsal genişlemesini istedi...

Cumhurbaşkanı daha önce, Rus tarımsal üretiminin son beş yılda yüzde 20 oranında arttığını belirterek, büyümeyi “gerçek bir atılım” olarak nitelendirdi, yerli üreticileri iç ve dış pazarlardaki varlıklarını istikrarlı bir şekilde artırmaya çağırdı.

Küresel hububat devinin ihracatı yüzde 80 artış gösterdi...

Rusya, son yıllarda küresel buğday pazarının yarısından fazlasını yakalamayı başardı. Yanı sıra bereketli hasat ve cazip fiyatlandırma sayesinde dünyanın en büyük tahıl ihracatçısı oldu. 2016 yılında ise ülke buğday ihracatında dünya lideri oldu. 2000'li yılların başından beri, küresel buğday pazarındaki payı da dört kat arttı.

Rusya gıda ihracatı, uluslararası yaptırımlar sayesinde 2025 yılına kadar ikiye katlanacak...

Putin'e göre, Rusya çevre dostu ve kaliteli ürünler ihraç etmeyi hedefliyor olmalı. GDO, 2016'dan bu yana ülkede yasaklandı. Cumhurbaşkanı daha önce Rusya’yı dünyanın en büyük GDO içermeyen gıda üreticisi yapmak istediğini söylemişti...

Etiketler: ,

27 Haziran 2019

DİJİTAL TARIM BREZİLYA'DA TARIMSAL ÜRETİMİ DÖNÜŞTÜRECEK...


AgroPages ile yapılan özel bir röportajda, Climate FieldView Brezilya Ticari Direktörü Alexandre Barioni, dijital tarımın ülkedeki üretimi nasıl dönüştürdüğünü açıklıyor. Piyasada mevcut olan çok sayıda teknoloji ve platform seçeneğiyle Barioni, farklılıkları ve üreticilerin neden Climate FieldView'i seçmesi gerektiğine dikkat çekiyor.

Dijital tarım neden Brezilya'da tarımsal üretimi dönüştürecek?

Sadece tarım değil, dünya kendini dijitalleştiriyor. Çok pratik ve kişisel bir örnek sunmak isterim: Beş yaşında bir kızım var ve cep telefonunu açtığında nasıl bir selfie alacağını biliyor; bir çok şeyi nasıl yapacağını biliyor. 18 yaşındayken ilk defa bir bilgisayarla tanıştım. Ben de bir çiftçiyim, tüm ailem çiftçilerden oluşuyor, kızımın tek olup olmayacağını bilmiyorum ama bugün evimin içinde yaşadığım gerçekliği yaşayan kaç çiftçinin çocuğu var?

Bununla ne demek istiyorum? Bu alanda da yeni neslin kendisini bir bütün olarak hayata döndürdüğü konusunda hiçbir şüphem yok. Bu yeni nesil, tarımda mülkleri bu şekilde sayısallaştırılmadan yaşamayacaktır. Benim için, burada sorgulayabileceğimiz bir gerçektir, bunun meydana gelme hızı ve pazardaki baskın platform ne olacak, ama dünya dijitalleştiriliyor. Çiftçilerin çocuklarının da bu kavrama gireceğini düşünüyorum.

Dijital tarım, kurumsal dünyadaki dijital dönüşümün eşdeğeri midir?

Evet, dijital dönüşüm hakkında çok konuşuruz. Çok basit bir dijital dönüşüm örneği vermek istiyorum, çünkü bazen bunun çok uzak ve çok karmaşık olduğu hissine kapılıyoruz. Ve burada, WhatsApp örneğini geri getirdim.

Bugünün tarım dünyasında, kaç çiftçi WhatsApp kullanıyor? Muhtemelen büyük çoğunluğu. Tahıl satmak, girdi almak, mülkte neler olduğunu anlamak, çalışanlarla konuşmak. Dijital dönüşüm mü? Tabii ki öyle! Bu dijital dönüşüm, halihazırda gerçekleşmekte olan süper basit, süper pratik bir yoldur. İnsanlar pazardaki değeri fark ettiklerinde, bunun gibi değişiklikler meydana gelecektir.

Bugün birkaç platform var. Üreticiler neden FieldView'u seçmeli?

FieldView, pazardaki birkaç makineyi birbirine bağlamak için büyük bir fark var. Örneğin, bir hasat makinesi verimlilik haritası oluşturmak yeni bir şey değil, değil mi? 20 yıldan fazla bir süredir eğitildim, bir tarım uzmanıyım, Brezilya'da hassas tarımın başlatılmasıyla çalıştım, bu yüzden Brezilya pazarında mükemmel platformlara sahibiz. Bugün Brezilya pazarında ekim haritalarımız ve tohumlarımız var.

Ee başka? FieldView Drive, çiftçinin elindeki tüm platformları birbirine bağlamamıza izin veren şeydir. Üreticinin istediği makineye, biçicinin rengine, traktöre, yeni veya daha eski bir traktöre, daha büyük veya daha küçük olduğuna göre tercih etme gücü olmalıdır. FieldView, bugün piyasada bulunan tüm platformları birleştirerek çiftçiye seçim yapma hakkını verir. Bugün insanlar her şeyi tek bir yere koyarlar.

Geçen yıl 100'den fazla güncelleme yapıldı mı?

Evet, platformda yıl boyunca süren 100'den fazla güncelleme yapıldı. Brezilya'da burada talep edilen ve yapılan 100 güncelleme vardı, ancak burada Brezilya'da yaptığımız tüm güncellemeler Amerikan çiftçi, Avrupalı ​​çiftçi ve Kuzey Amerika pazarından gelen diğer güncellemeler de Brezilya’nın yararına çiftçi. Bir ürünü geliştirdiğinizde, mühendisiniz Amerika Birleşik Devletleri'nde veya burada São Paulo'da çalışıyor olabilir, ancak bu avantaj dünyadaki her çiftçi tarafından karşılanıyor.

Avantaj ile ilgili olarak, sonuç uygun mu?

Maliyet avantajlıdır ve günün sonunda sağlanan faydalar her çiftçiye bağlı olacaktır. Dikim kalitesi, sulama sisteminin düzenlenmesi, ekici hızları, daha iyi agronomik uygulamalar hakkında konuşabiliriz. Bu nedenle, bence belirli bir şekilde görecek çiftçilere sahip olacaksınız, diğerleri ise farklı bir şekilde görecek. Ayrıca öğreniyoruz, maliyet bizim için sınırlandırılamıyor; FieldView'e baktığınızda, hedefi mümkün olduğunca çok sayıda çiftçi için platform geliştirmek, böylece pazarda giderek daha tutarlı bir ürün elde etmemiz ve değeri giderek daha etkin bir şekilde sunabilmemiz.

Kaynak: Leonardo Gottems, AgroPages

alexandre barioni ile ilgili görsel sonucu

Etiketler: ,

DÜNYANIN EN İYİ 50 RESTORANI LİSTESİ YAYINLANDI...


www.eater.com, dünyanın en 50 restoranı listesini yayınladı...

Listede Fransa'dan 5, İspanya'dan 7 ve ABD'den 5 restoran yer alıyor. 


1. Mirazur (Menton, France)

2. Noma (Copenhagen, Denmark)

3. Asador Etxebarri (Atxondo, Spain)

4. Gaggan (Bangkok, Thailand)

5. Geranium (Copenhagen, Denmark)

6. Central (Lima, Peru)

7. Mugaritz (San Sebastian, Spain)

8. Arpège (Paris, France)

9. Disfrutar (Barcelona, Spain)

10. Maido (Lima, Peru)

11. Den (Tokyo, Japan)

12. Pujol (Mexico City, Mexico)

13. White Rabbit (Moscow, Russia)

14. Azurmendi (Larrabetzu, Spain)

15. Septime (Paris, France)

16. Alain Ducasse au Plaza Athénée (Paris, France)

17. Steirereck (Vienna, Austria)

18. Odette (Singapore)

19. Twins Garden (Moscow, Russia)

20. Tickets (Barcelona, Spain)

21. Frantzén (Stockholm, Sweden)

22. Narisawa (Tokyo, Japan)

23. Cosme (New York City, USA)

24. Quintonil (Mexico City, Mexico)

25. Alléno Paris au Pavillon Ledoyen (Paris, France)

26. Boragó (Santiago, Chile)

27. The Clove Club (London, United Kingdom)

28. Blue Hill at Stone Barns (Pocantico Hills, USA)

29. Piazza Duomo (Alba, Italy)

30. Elkano (Getaria, Spain)

31. Le Calandre (Rubano, Italy)

32. Nerua (Bilbao, Spain)

33. Lyle’s (London, United Kingdom)

34. Don Julio (Buenos Aires, Argentina)

35. Atelier Crenn (San Francisco, USA)

36. Le Bernardin (New York City, USA)

37. Alinea (Chicago, USA)

38. Hiša Franko (Kobarid, Slovenia)

39. A Casa do Porco (São Paulo, Brazil)

40. Restaurant Tim Raue (Berlin, Germany)

41. The Chairman (Hong Kong)

42. Belcanto (Lisbon, Portugal)

43. Hof Van Cleve (Kruishoutem, Belgium)

44. Test Kitchen (Cape Town, South Africa)

45. Sühring (Bangkok, Thailand)

46. De Librije (Zwolle, Netherlands)

47. Benu (San Francisco, USA)

48. Ultraviolet by Paul Pairet (Shanghai, China)

49. Leo (Bogotá, Colombia)

50. Schloss Schauenstein (Fürstenau, Switzerland)

Etiketler: ,

DÜNYA SOYA DURUMU - MAYIS 2019


2019/20 Sezonu Görünümü...

Uluslararası Hububat Konseyi, IGC; 30 Mayıs 2019 tarihli son raporunda, 2018/19 sezonu sonunda 363 milyon ton miktarda gerçekleşeceğini öngördüğü dünya soya fasulyesi üretiminin, Temmuz 2019/Haziran 2020 döneminde, 25 Nisan 2019 tarihli öngörüsünden 3 milyon ton ve 2018/19 sezonundan 5 milyon ton düşük, 358 milyon ton düzeyinde gerçekleşmesini beklediğini açıklamıştır.

IGC; 2018/19 sezonu sonunda 352 milyon ton miktarda gerçekleşeceğini öngördüğü dünya soya fasulyesi tüketiminin, 2019/20 döneminde, Nisan ayı öngörüsünden 1 milyon ton düşük ancak 2018/19 sezonundan 7 milyon ton yüksek, 359 milyon ton düzeyinde olmasını beklemektedir.

Konsey; 2018/19 sezonu sonunda 151 milyon ton miktarda gerçekleşeceğini öngördüğü dünya soya fasulyesi ticaretinin, 2019/20 döneminde, Nisan ayı öngörüsünden 1 milyon ton düşük ancak 2018/19 sezonundan 1 milyon ton yüksek, 152 milyon ton düzeyinde gerçekleşeceğini öngörmektedir.

IGC; 2018/19 sezonu sonunda 54 milyon ton miktarda gerçekleşeceğini öngördüğü dünya dönem sonu soya fasulyesi stoklarının, 2019/20 döneminde, Nisan ayı öngörüsünden 3 milyon ton ve 2018/19 sezonundan 1 milyon ton düşük, 53 milyon ton düzeyinde gerçekleşmesini beklemektedir.

Konsey; başlıca ihracatçıların (AB, ABD, Arjantin, Avustralya, Kanada, Kazakistan, Rusya ve Ukrayna) 2018/19 sezonu sonunda 34 milyon ton miktarda gerçekleşeceğini öngördüğü dönem sonu soya fasulyesi stoklarının, 2019/20 döneminde, Nisan ayı öngörüsünden 1 milyon ton ve 2018/19 sezonundan 2 milyon ton düşük, 32 milyon ton düzeyinde öngörüldüğünü açıklamıştır.

Prof. Dr. M. Hikmet BOYACIOĞLU Freelance Consultant,
Cereal Science Associate Editor, Cereal Chemistry Correspondent,
World Grain Contributing Editor, Baking & Snack
mhboyaci@gmail.com @ProfBoyacioglu 

Etiketler: ,

26 Haziran 2019

FAO UYGULAMALI ÇİFTÇİ OKULLARININ 30. YILDÖNÜMÜ KONYA'DA KUTLANDI...


Basın bülteni...

FAO, Uygulamalı Çiftçi Okulları’nın (UÇO) 30. Yıl Dönümünü Konya’da kutladı...

                               
                               Fotoğraf:©FAO

26 Haziran 2019; Ankara – Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü, (FAO) Sürdürülebilir Arazi Yönetimi ve İklim Dostu Tarım Projesi kapsamında Konya’da Uygulamalı Çiftçi Okullarının (UÇO) 30. Yıl dönümünü, Tarım ve Orman Bakanlığı yetkililerinin, akademisyenlerin, yerel kurumların, STK’ların ve çiftçilerin yoğun katılımı ile kutladı.

Çiftçilerin, öğrenme ve çözüm bulma sürecine her zaman öncelik veren FAO 1980’lerde Uygulamalı Çiftçi Okulları’nı geliştirmiştir. Ayrıca, diğer Birleşmiş Milletler kurumları, ulusal ve uluslararası sivil toplum kuruluşları, resmî kurumlar, çiftçi örgütleri ve özel sektörden artan sayıda ortakla birlikte Uygulamalı Çiftçi Okulları’nı küresel olarak desteklemeye devam etmektedir.

FAO, 1980'lerin sonunda Güney Doğu Asya'da Uygulamalı Çiftçi Okulları’nın uygulanmasına öncülük etmiştir. Bu, bölgesel olarak uygulanan haşere idaresi programı kapsamında pirinçle başlamıştır. O günden itibaren, diğer mahsulleri, hayvancılık, balık ve tarımsal ormancılık sistemlerini kapsayacak şekilde geliştirilmiş ve genişletilmiştir. 2019 yılı itibariyle Uygulamalı Çiftçi Okulları programı, Dünya’da 90’dan fazla ülke tarafından kullanılmaktadır.

Bu çerçevede, gerçekleştirilen 30. Yıl dönümü kutlaması, FAO Orta Asya Bölge Alt Koordinatörü ve Türkiye Temsilcisi Viorel Gutu’nun açılış konuşması ile başladı. Viorel Gutu konuşmasında çiftçilerin hayatımızda gıda güvenliği açısından da çok büyük öneme sahip olduğunu; küresel ve ulusal kurumların güçlerini birleştirerek tarımsal üretimi desteklemek için çaba sarf etmeleri gerektiğini vurguladı. Konuşmasında; bu nedenlerden dolayı çiftçilerin kapasitelerinin güçlendirilmesinin FAO’nun en önemli görevlerinden biri olduğunun altını çizdi.

Etkinlik, Tarım ve Orman Bakanlığı Eğitim ve Yayın Daire Başkanı İsa Sertkaya’nın konuşması ile devam etti. Sayın Sertkaya, Uygulamalı Çiftçi Okulları teriminin çok doğru bir tanımlama olduğunu, tarımsal danışmanların ve çiftçilerin eğitiminin önemini, günümüz koşullarında uygulamalı eğitiminin etkisinin tartışılamayacağını vurguladı.

Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü, Genel Müdür Yardımcısı İlhan Aydın, 30 yıllık başarının bir süreç ve birikim gerektirdiğini ve bu uluslararası bu bilgi birikiminin sahada uygulanmasının önemine dikkat çekti. Saha çalışmalarının etkisine vurgu yaparak araştırma konularının sahadaki ihtiyaçlardan düzenlenmesi gerektiğini ayrıca iletti.

Konuşmalar, Tarım Reformu Genel Müdürlüğü Genel Müdür Yardımcısı Metin Türker’in konuşması ile devam etti. Sayın Türker, topraklarımızın amaç dışı kullanılırken aynı zamanda arazi bozulumu tehdidi ile karşı karşıya olduğunu söyledi.

“Arazi bozulumunun nedenlerine bakıldığında; iki ana neden öne çıkmaktadır. Birincisi, insan kaynaklı arazi bozulumu, ikincisi ise iklim değişikliği kaynaklıdır. Türkiye toprakları değerlendirildiğinde ortalama %60 oranında değişik şiddette erozyona rastlanmaktadır. Kaynaklarımızın kısıtlı olması nedeniyle, sürdürülebilir bir üretim modeli hayata geçirilmesi gerekmektedir. Uygulamalı Çiftçi Okulları programı bu amacı en iyi şekilde destekleyen modellerden biridir.” dedi.

Çölleşme ve Erozyonla Mücadele Genel Müdürlüğü Genel Müdür Yardımcısı Özlem Yavuz konuşmasında çölleşmenin bir arazi bozulumu olduğunu, çölleşme ile mücadelede çok taraflı olarak mücadele edilmesi gerektiğinin önemini belirtti.

“Bu mücadelenin en önemli ayağının ayrıca çiftçilerdir. Arazi bozulumu daha çok tarım alanlarında oluştuğu için, çiftçiler bilinçlendirilmelidir. Bu çerçevede, çiftçilerin eğitimlerine katkı sağlayan Uygulamalı Çiftçi Okulları programı sadece Konya bölgesinde değil, tüm Türkiye’de yaygınlaştırılması gereken bir programdır.” dedi

Kutlama, “Sürdürülebilir Arazi Yönetimi ve İklim Dostu Tarım Projesi” kapsamında gerçekleştirilen Eğitimcilerin Eğitimi Çalıştay’ı ile devam etti.

Etiketler: ,

TAZE SEBZE TÜKETİMİ GİDEREK ARTIYOR, PAZAR DAHA DA BÜYÜYECEK...


İster bir faaliyette bulunuyor olun, bir iş toplantısında veya birinci sınıf bir restoranda olun! Atıştırmalık bir domates ister misiniz?

Bauke van Lenteren, Rijk Zwaan Sebze Yetiştiriciliği Şirketi Müdürü, yeni bir gelişme fark ediyor. Çünkü büyüyen gıda hizmetleri pazarında, taze sebzelerin giderek daha önemli bir bileşen haline geldiğini görüyor.

Gıda servisi ve semt marketleri...

"Gıda servisi pazarı hakkında perakende sektöründen daha az veri var çünkü çok daha fazla parçalı bir konum var" diyor Van Lenteren: “Gıda servisi ve semt marketleri, yiyecek zincirleri, restoranlar, sebze işleme şirketleri ve kurumsal yiyecek içecek şirketleri gibi farklı kanallardan oluşuyor. Ek olarak, ülkeler arasında önemli farklılıklar söz konusu. Örneğin Fransa'da, eğitim sektörünü hedef alan catering büyük bir iştir. İngiltere'de, restoranlar ve süpermarketler arasındaki çizgilerin bulanıklığını görüyoruz. ABD'de ise ev dışı pazar zaten perakende pazarından daha büyük çünkü Amerikalı tüketiciler evde yemek pişirmekten çok daha fazla yer. Bu oran 70'e 30 civarındadır."

Daha fazla sebze...

Her ülke farklı şekilde gelişiyor olsa da, pazar genel olarak büyüyor. İstatistikler ayrıca taze sebzelerin yemek servisi segmentindeki payının arttığını gösteriyor. Hollanda'da, gıda hizmeti şirketleri, 2018'de bir önceki yıla göre yüzde 10 daha fazla meyve ve sebze satın aldı. Salatalar, sebze karışımları ve domatesler en popüler olanları

Van Lenteren: “Michelin yıldızlı şef Niven Kunz, Hollanda mutfağının öncülerinden biri. 80/20 felsefesini başlattı yani bir tabakta sebzelerin ete oranı bu şekilde olacak ve diğer şeflere de aynı şeyi yapması için ilham verdi. Benzer bir eğilim Hamburg'daki Avrupa Kolaylık Forumu'nda da görülebilir. Araştırmalar, ev dış pazarın Almanya'da en taze kesilmiş meyve ve sebzeleri satın almayı hızlandırdığını göstermekte" diye konuşuyor...

taze sebze ile ilgili görsel sonucu

Etiketler: , ,

DÜNYANIN EN ÖNEMLİ VE EN YARARLI ÇALIŞANLARI BAL ARILARI...


Bejo, uluslararası bir sebze tohumu üreticisi. Bejo'ya göre ise bal arıları belki de en önemli çalışanlar...

Bejo Uluslararası Tohum Üretim ve Araştırma Koordinatörü Yuri Draaijer, "Kendi arılarımızı koruyoruz, uluslararası düzeyde arı yetiştiriciliği ve araştırmalarında aktifiz. Daha iyi sebze çeşitlerinin yanı sıra, arı kolonilerini iyileştirmek için de çalışmaktayız" diyor.

Arılar, gıda ürünleri de dahil olmak üzere bitkilerin gübrelenmesinde önemli bir rol oynar. Bir bitkinin meyve vermesi veya tohum oluşturması için (erkek) poleni ilk önce çiçeğin (dişi) pistiline doğru ilerlemelidir. Kırmızı pancar ve ıspanak gibi bazı bitki türleri rüzgarla tozlanır. Marul gibi diğerleri ise kendi kendine tozlaşır. Ancak gıda tedarikimiz için gerekli olan bitkilerin çoğu, tozlaşma için böceklere dayanmaktadır.

Bal arıları: tozlaşma şampiyonları!

"Doğa, bombus arıları ve yalnız yabani arılar dahil olmak üzere birçok tozlayıcı sağlar. Ancak bal arıları tozlaşma şampiyonudur" diyen Draaijer, "Çok etkili olabilirler, çünkü amaçlı ve çok sayıda kullanılabilirler. Bir arının tarlaya koyduğu her kovan, yaklaşık 20.000 ila 40.000 tozlayıcı içeren bir koloni içerir. Bilindiği gibi, meyve yetiştiricileri ve bazı meyve sebzelerinin ve açık tarla bitkilerinin yetiştiricileri, profesyonel arıcılar ile yakın çalışır" şeklinde konuşuyor.

Draaijer son olarak bu mucizevi hayvanlar hakkında şu bilgileri paylaşıyor: "Bejo’nun ana işi, arıların önemini benzersiz bir şekilde fark etmemizi sağlıyor, çünkü tozlaşma olmadan tohum olmazdı. Seralarda ve dünyanın her yerindeki tarlalarda tohum yetiştiriyoruz, bu yüzden bizim için çalışan onbinlerce bal arısı kolonisine sahibiz. Bejo'da kendi arıcılarımız var ve arı araştırmalarında aktifiz. Böylelikle arıcılık konusunda daha fazla tecrübe kazanıp arılar ve tozlaşma hakkında daha fazla bilgi edinebiliriz. Araştırmamızla, arı kolonilerinin ve arı türlerinin tipik özellikleri hakkında, doyma gevrekliği veya nektar toplama isteği ve kovanı sürmek veya kovanı terk etmek gibi eğilimler hakkında daha fazla bilgi edinmeyi umuyoruz. Ancak araştırmamızın ana odağı arı sağlığı. Bu konuda duyarlılığımızı sürdüreceğiz."

bal arıları tozlaşmalar ile ilgili görsel sonucu

Etiketler: , ,

25 Haziran 2019

ÇOCUK YOKSULLUĞU DÜNYANIN EN BÜYÜK SORUNUDUR!


Dünyadaki yoksulların yarısından fazlası çocuk...

20 Haziran 2019, Perşembe

Küresel liderler, Temmuz ayı başında ABD Yüksek Düzey Politika Forumu'nda (HLPF), Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine ulaşmada meydana gelen gelişmeleri tartışmaya hazırlanırken, gündemdeki 'kutsal kase' yani aşırı yoksulluğu ortadan kaldırmak, anlaşılmaz ve karmaşık görünebilir.

Bir taraftan, Dünya Yoksulluk İndeksine göre 2016'dan bu yana, dünyanın en yoksul insanlarının sayısında 55 milyon kişilik bir azalma görülüyor. Öte taraftan, yoksulluğun azaltılmasının hızı yavaşlıyor gibi görünüyor ve bazı ülkelerde durum beş yıl öncesinden daha kötü.

Ve yine, uluslararası camia, Sahra altı Afrika'da gelişmeyi hızlandırmanın yollarını bulmak için mücadele ederken, dünyada yoksulluğu azaltma çalışmalarının en çok yoğunlaştığı bölgede şimdi yeni bir boyut ortaya çıkıyor: çocuk yoksulluğu!

World Data Lab'den Katharina Fenz ve Kristofer Hamel'e göre, yeni geliştirilen modelleme yöntemleri sayesinde artık dünyanın her ülkesinde yaşa göre ayrıştırılmış yoksulluk eğilimlerinin ön tahminlerini vermek mümkün.

Dünyanın 2.3 milyar çocuğundan (18 yaşından küçük) 301 milyonu 2011 PPP (Satın alma gücü paritesi) hesabıyla günde 1.90 doların altında yaşıyor. Bu ise dünyada yaşayan tüm çocukların yüzde 13'ünün son derece yoksul olduğu anlamına geliyor.

Dünyanın en fakir insanlarının yarısından fazlası çocuktur, onlar (çocuklar) dünyanın toplam nüfusunun yalnızca yüzde 30'unu temsil etseler de, sonuçlar sadece yerleşik hanelerde yaşayan çocukları dikkate alıyor. Bu bulgular ne yazık ki daha da somut bir gerçeğe dayanıyor: Çocuklar hem yoksulluk sebebi hem de sonucu konumunda!

Mütevazı geliri olan aileler, aileleri genişledikçe yoksulluğa düşme riski taşıyor. Anneleri evde oturuyorsa daha fazla insanı daha az gelirle beslemeleri gerekir. Aynı zamanda, daha çok çocuğu olan, özellikle anneler de düşük eğitim seviyesine sahipse, fakir aileler en büyük sorunu yaşıyor.

Ancak iyi haber şu ki, çocuk yoksulluğu dünya genelinde oransal olarak düşüyor. Ve söz konusu düşüş yetişkinlerin yoksulluk oranından daha hızlı gerçekleşiyor.

World Data Lab'in hazırladığı bir senaryo ise 2030 yılında halen 301 milyon olan çocuk yoksulluğunun 233 milyona düşeceğini öngörüyor.

*Başka bir ifadeyle bu dramatik sorunun çözümü kısa vadede mümkün gözükmüyor!

children in poverty ile ilgili görsel sonucu

Etiketler: ,

24 Haziran 2019

FAO'NUN YENİ GENEL DİREKTÖRÜ ÇİN TARIM BAKAN YARDIMCISI QU DONGYU OLDU...


Basın bülteni...

FAO’nun yeni Genel Direktörü Çin Halk Cumhuriyeti’nden Qu Dongyu oldu...

Qu Dongyu, José Graziano da Silva’nın yerine geçecek.

Qu Dongyu, 191 oyun 108’ini alarak ilk turda çoğunluğu sağladı.

24 Haziran 2019, Roma– Çin Halk Cumhuriyeti’nden Qu Dongyu Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) yeni Genel Direktörü seçildi.

Qu Dongyu, 191 oyun 108’ini alarak ilk turda çoğunluğu sağladı.

Seçim 23 Haziran’da, FAO’nun üst düzey yönetici organı olan FAO Konferansı’nın 41. Oturumu’nda (22-29 Haziran 2019) gerçekleşti.

1963 doğumlu olan Qu Dong Yu, şu an Çin Halk Cumhuriyeti Tarım ve Kırsal İşler Bakan Yardımcısı.

Qu Dongyu, Örgütün 16 Ekim 1945’teki kuruluşundan itibaren FAO’nun dokuzuncu Genel Direktörü olacak.

José Graziano da Silva’nın görevini 1 Ağustos 2019’da devralacak olan yeni Genel Direktör, 31 Temmuz 2023’e kadar hizmet verecek.

FAO Genel Direktörleri:

FAO’nun 1945’teki kuruluşundan bu yana sekiz Genel-Direktör görev yaptı:

• Sör John Boyd Orr, Birleşik Krallık, 1945-1948

• Norris E. Dodd, Amerika Birleşik Devletleri, 1948-1954

• Philip Vincent Cardon, Amerika Birleşik Devletleri, 1954-1956

• Binay Ranjan Sen, Hindistan, 1956-1967

• Addeke Hendrik Boerma, Hollanda, 1968-1975

• Edouard Saouma, Lübnan, 1976-1993

• Jacques Diouf, Senegal, 1994-2011

• José Graziano da Silva, Brezilya, 2011-2019

qu dongyu fao ile ilgili görsel sonucu

Etiketler: ,

BANGLADEŞ PİRİNÇ ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜNDE ÜÇ YENİ ÇELTİK ÇEŞİDİ BULUNDU...


Bangladeş Pirinç Araştırma Enstitüsü (BRRI) bilim adamları, mevcut 94 Aman ve Boro çeşidine ek olarak yüksek verimli yeni üç çeşit çeltik çeşidi buldular. Üç çeşit — BRRI Dhan-90 ve Aman çeşitlerinin BRRI Dhan-91 ve BRRI Dhan-92 - BRRI'nın verdiği bilgilere göre bir sonraki muson sezonundan sonra çiftçilere ulaşacak. Uzmanların yeni ürünlerden beklentileri çok yüksek...

Yeni üç çeşit, Tarım Bakanlığında düzenlenen Ulusal Tohum Kurulu toplantısında, Bakanlık Sekreteri Md Nasiruzzaman ile yapılan toplantıda onaylandı. Kaynaklar, BRRI Dhan-90’ın 117 günde hektar başına 5.07 metrik ton üretim kapasitesine sahip olduğunu söylüyor. BRRI Dhan-34'ün mevcut çeşidi Kalo Jira ise hektar başına 3.58 metrik ton verim sağlıyor. 

BRRI, artan nüfusa karşı gıda fazlası sağlayabilmek için yeni ve yüksek verimli çeltik çeşitleri üzerinde araştırma çalışmalarını sürdürüyor. Uzmanlar, "Uzun vadeli planlar ile 45 milyon ton pirinç üretmeyi amaçlayan bir Pirinç 2050 Vi hazırladık. Her yıl yeni çeşitler gelecek ve eskilerinin yerini alacak. 2050 yılına kadar nüfusun artan talebine karşı 2,5 ila 3 milyon ton fazla pirinç üretmek için çalışmaktayız" diye konuşuyor.

Bitki Yetiştirme Bölümü başkanı Dr. Khandaker Md Iftekharuddaulh ise yeni çeşitlerin bir sonraki muson sezonunda Aman ve Boro çeltik ekimi sırasında çiftçilere ulaşmasını beklediklerini söylüyor.

Çeltik tarlası ile ilgili görsel sonucu

Etiketler: ,

23 Haziran 2019

PROF. DR. NAZİMİ AÇIKGÖZ; RUSYA'NIN GENETİK VE ISLAHA BÜYÜK YATIRIMI...


Rusya’nın Genetik ve Islaha Büyük Yatırımı...

Rusya, beklenmeyen bir dönemde, yeni ıslah (gen düzenleme) teknolojilerine büyük bir meblağ ayırdığını duyurdu[1]. Rusya Bilimler Akademisinden alınan bilgilere göre 1,7 milyar US$’lık bu yatırımın hedefleri de belirlenmiş durumda: Gen düzenleme yöntemi ile 2020 yılında 10, 2027 yılına kadar da 20 bitki çeşidi ve hayvan genotipi ıslah edilecek. Önceliğin arpa, şeker pancarı, buğday ve patatese verildiği projede hedef hastalıklara dayanıklı yeni çeşitler geliştirmek.

Kültür bitki ve hayvanlarında üretimin sürdürülmesi için yeni yeni genotiplerin geliştirilmesi gerekmektedir. Değişen çevre koşullarına uyumlu çeşitlerin – genotiplerin ıslahı için mutasyon ve klasik ıslah teknikleri son yıllara kadar yeterli idi. 20. Yüzyıl sonlarında doku kültürü, gen aktarımı ve diğer moleküler biyolojik gelişmeler devreye girdi. Fakat son on yıl içinde karşımıza, aslında eski bir yöntem olan mutasyonun, farklı bir şekli çıktı. Doğal mutasyonla gelişmiş yeni bitki çeşitlerinin yanı sıra, bitki ıslahçıları tarafından gama ve benzeri ışınlarla geliştirilmiş binlerce çeşitlere rastlıyoruz. Mutasyon, canlı genlerinden birinde kendiliğinden veya amaçlı oluşturulan bir değişimdir. 2010 yılından beri ise moleküler bazda laboratuvarlarda genom içi düzenlemeler yapılmaktadır. Elde edilen genotipler kısa sürede tescil edilerek üreticilere ulaştırılabilecektir. Yeni genotiplerin kısa zamanda geliştirilebildiği bu yeni ıslah teknikleri (YIT - genom düzenlemeleri - gen düzenleme), bir seri yeni gen mühendisliği yöntemlerini kapsamaktadır. Bunlardan “CRISPR-Cas9” biraz daha öne çıkmış durumunda. Bu yöntemlerde, GDO’lardaki gibi dışarıdan herhangi bir gen transferi söz konusu değildir. Tersine, hedeflenen genin, işlem aşamasında uygulanan geçici DNA kesici enzimler yardımı ile susturulması, etkisinin artırılıp azaltılması, mikro-mutasyona tabi tutulması ile yeni genotipler yaratılmış oluyor. Çok daha önemlisi, bu yöntemlerle çeşit geliştirme masraflarının, GDO tekniğindeki gibi bir seri risk analizi gerektirmediğinden, yüzlerce milyon dolarlara ulaşmaması! Yani bu yöntemlerle çeşit geliştirme, küçük ve orta büyüklükteki veya düşük bütçeli yeni müteşebbis bitki ıslah firmaları, üniversite ve kamu kuruluşlarınca gerçekleştirilebilmektedir[2]. 2018 yılında Arjantin’de bu yeni yöntemle geliştirilen ilk tatlı su çuprası[3] ticarileştirildi. 2019 yılı başında da ABD’de yine aynı yöntemle geliştirilen yeni soya çeşidinin yağı market raflarında yerini aldı. Söz konusu yağ kalitesi iyileştirilmiş bu çeşidin yağı, sıradan soya fasulyesinden birkaç kat daha az “doymuş yağ asitleri” ve daha sağlıklı oleik asit içermektedir[4].

Ne var ki gen düzenleme yöntemi AB’de, biyomühendislik olduğu için 2018 yılında GDO ile aynı kategoride kabul edilip, tarımı yasaklanmaktadır.

Rusya da, 2016 yılında araştırmalarına onay verdiği GDO’lu ürünlerin tarımına yasak getirmiş, fakat gen düzenlemeleriyle ilgili henüz hiçbir yasal düzenleme gerçekleştirmemiştir. İşte bu aşamada, söz konusu 1,7 milyar dolarlık proje mimarlarından moleküler genetikçi Konstantin Severinov bazı endişelerini dile getirmekte: “Her ne kadar Rusya tarımsal ürünce zenginse de bazı, bitkilerde sorun yaşamaktadır. Bu sorunların üstesinden yeni ıslah teknikleri ile gelinebileceğine, Rusya Bilimler Akademisi onay vermiştir”.

2017 verilerine göre GSMH’sının ancak %1,1 ini bilimsel araştırmalara ayıran Rusya, bu rakamla gerek Çin (%2,1), gerekse ABD’nin (%2,8) gerisinde kalmaktadır. Diğer taraftan konu ile ilgili bilim adamları projenin uygulama aşamasında birçok sorun yaşanacağı görüşündeler. Nitekim Severinov, başta sarf malzemesine ulaşım gibi bürokratik nedenlerle yaşam bilimleri araştırmalarının pek de sağlıklı yürüyemeyeceği endişesini taşımaktadır. Rus Bilimler Akademisi’nin önde gelen bilim adamlarından Kochetov ise daha birçok yasal düzenlemelere gereksinim olduğunu, özellikle laboratuvar koşullarında geliştirilecek genotiplerin-hatların-yarıyol materyalinin bitki ıslahçılarınca kullanımına kadar yapılacak daha çok iş olacağı görüşünde. Yani projenin verilen zaman içinde hedefe ulaşımından endişeliler.

Rusya’nın bu atılımı Türk tohumculuğu için çarpıcı bir örnek. Öncelikle gen düzenleme teknolojilerinin bitki ıslahı için kaçınılmaz olduğunu kabul edelim. Yöntem, özellikle yarıyol materyali gereksinimi içindeki tohumculuğumuza büyük katkı sağlayabilecektir. Koruma altındaki çeşitlerinin %58’inin yabancı[5] olduğu tarımımıza millilik ruhunu vermek için, bu tip gelişmelerden zamanında yararlanmak zorundayız. Fakat yöntem tamamen moleküler düzeyde laboratuvarlarda gerçekleştiği için, Rus Bilimler Akademisi örneği, TÜBA (Türkiye Bilimler Akademisi), TUBİTAK gibi bakanlıklar üstü bir kurumca ele alınması gerekmektedir. Bu konuda bakanlıklar ve üniversitelerle sıkı işbirliği de kaçınılmazdır. İşin acı tarafı Türk tohumculuğu için gerekli yarıyol materyali (gereksinim duyulan gen, ıslahçı hattı) temini konusunda maalesef bir başka seçenek de bulunmamaktadır. Çünkü ülkemizde yarı yol materyalini sağlayacak şirket sistemi gelişmemiştir ve kamu da, bu konuda batı ülkelerinde olduğu gibi[6] bir oluşuma pek hazır görünmemekte. İşte, bizlere düşen görev, tohumculuğumuzun geleceğini kurtarmak için farkındalık yaratmaktır.

Prof. Dr. Nazimi Açıkgöz

Etiketler: , ,