06 Haziran 2019

MİKRO ALGLER, SU ÜRÜNLERİ YETİŞTİRİCİLİĞİNDE ÇÖZÜM OLABİLİR Mİ?


Kültür balıkçılığı sektöründe çalışan herkes size aynı şeyi söyleyecektir: Su ürünlerinin sürdürülebilirlik sorunu var...

Gittikçe artan dünya nüfusunu besleyecek yeterli yabani balığın olmadığı yaygın bir bilgi olmasına rağmen, kültür balıkçılığının savunucuları - balık çiftçiliği - modellerini okyanus dostu bir alternatif olarak konumlandırıyor. Ancak gerçek biraz daha farklı. Su ürünleri yetiştiriciliği operasyonlarının hâlâ yabani balık stokları üzerinde önemli bir etkisi var. Bunun sebebi, çiftlik balıklarının yabani hayvanları birincil besin kaynağı olarak yemeleridir - bu da denizde yeteri kadar balık bulunmaması sorununa katkıda bulunmak anlamına geliyor.

YEM BALIĞI KÜÇÜK AMA ETKİSİ BÜYÜK

Su ürünleri yetiştiriciliğinde yem olarak kullanılan daha küçük, yabani av türlerine genellikle yem balığı deniliyor.  Bunlar daha çok hamsi, ringa balığı ve sardalye gibi türlerdir. Yem balıklarından, yem üreticileri balık unu ve balık yağı türetir, bu da yediğimiz çiftlik balıklarına verilir. Yem balığı balıkları küçük olabilir, ancak yaptıkları etki büyüktür. Bazı tahminlere göre, avlanan balıkların yüzde 25'i balık yetiştiriciliği yapmak için kullanılıyor.

Yem balıklarının azalmasının, okyanusun geri kalanında ciddi sonuçları olacağını görmeliyiz. Yem balıklarından birçok hayvan (deniz canlısı) enerji için hem doğrudan hem de dolaylı olarak yararlanmaktadır. 2015 yılında, Kuzeydoğu Pasifik'teki sardalya popülasyonu o kadar keskin bir şekilde baş aşağı geldi ki, bölgesel balıkçılık yönetimi hasat beklentilerini tamamen değiştirmek zorunda kaldı. Sardalya popülasyonunda meydana gelen sert düşüş, denizlerde beslenme zincirinin geri kalanı üzerinde adeta dalgalanma etkisi yaratarak, deniz aslanı yavruları, pelikanlar ve balinalar dahil olmak üzere birçok türün yetersiz beslenmesine yol açtı.

Ancak yem balıklarının yerine başka seçenek bulmak da o kadar kolay değil. Onlardan elde edilen yağ, kültür balığı çiftliklerinde çok ihtiyaç duyulan bir yağ türünü sağlıyor.

FAO'nun (BM Gıda ve Tarım Örgütü) Balıkçılık Raporuna göre kültür balıkçılığı 2001 ve 2016 yılları arasında yılda yüzde 5,8 büyüyerek, bu dönemde dünyanın en hızlı büyüyen gıda üretim sektörü olmayı başardı. Bununla birlikte su ürünleri yetiştiriciliği bir yandan hızla büyümeye devam ederken, diğer yandan endüstri olumsuz sonuçları olabilecek bir tedarik zinciri darboğazı ile karşı karşıya kalıyor.

BALIK YAĞINA ALTERNATİF BULMAK ZOR

Ulusal Okyanus ve Atmosfer İdaresine (NOAA) bağlı Kuzeybatı Balıkçılık Bilim Merkezinden (NFSC) Ronald B. Johnson, "Balık yağına alternatif bulmak hayli zor, çünkü denizlerde birçok balık türünün diyet ihtiyacı olan omega-3 yağ asidi zinciri balık yağında yüksek oranda bulunmakta" diyor. Su ürünleri yetiştiriciliğinde alternatif yem içerikleri konusu Johnson'ın uzmanlık alanını oluşturuyor.

Bu yağları duymuş olabilirsiniz - dokosaheksaenoik asit (DHA) ve eikosapentaenoik asit (EPA) gibi uzun isimler taşırlar. Onları vitamin olarak da alabilirsiniz. Çünkü biz balıklar gibi DHA ve EPA'yı kendimiz üretmiyoruz. Balıklar, sağlıklı yağlarını daha küçük yem balıklarından alırlar; bu da suda daha küçük bitki organizmalarını yemelerini sağlar.

Bütün bunlar (geldiğimiz noktada), su ürünleri endüstrisinin yem balıkları seçeneğini tamamen bertaraf etmesine yardımcı olabilecek çarpıcı bir soruna yol açıyor. Yem balıkları omega-3 yağ asitlerini daha küçük organizmaları yiyerek alıyorsa, neden aracıyı ortadan kaldırmıyor ve doğrudan kaynağa gitmiyorsunuz?

Balıklar, sağlıklı yağlarını daha küçük yem balıklarından alırlar; bu da suda daha küçük bitki organizmalarını yemelerini sağlar.

MİKRO ALGLER ÇÖZÜM OLABİLİR Mİ?

Şimdi (işin önemli kısmına geliyoruz), bu, şu ana kadar en büyük yem içeriği üreticilerinden bazılarının yapmaya çalıştığı şey! Yani yem balıklarından değil, yem balıklarının yediği mikro alglerden elde edilen bir omega-3 yağ asidi ürünü oluşturmak...

Üstelik, mikro algler, (tek hücreli, sucul bitki organizma grubu) deniz ürünleri beslenme ağının yapı taşlarıdır. (Son ve en kritik soru olarak) Balık yağına mikro alg bazlı bir alternatif, kültür balıkçılığının yem balıklarına olan bağımlılığını önemli ölçüde azaltabilir mi? b

Böyle bir (köklü) çözüm bu sektörün çevresel vaatlerini yerine getirmesine yardımcı olamaz mı?


Not: Bu yazı, yabancı kaynaklardan tercüme edilerek derleme yapılmıştır...





Etiketler: , , ,

0 Yorum:

Yorum Gönder

Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]

<< Ana Sayfa